100. yılına giren Türk sermaye devleti tarihinin en derin siyasal ve ekonomik kriziyle karşı karşıyadır. Bu durum bir asırlık Türk sermaye devletinin içinde bulunduğu tüm çelişkilerin kangrenleşmiş şekilde boy vermesinin bir sonucudur. Türk sermaye devleti, ırkçı temellere dayanan, Türklük, Sünni Müslümanlık dışında hiçbir etnik ve dinsel kimliği tanımamkla birlikte onlara karşı savaş açan, emekçi sınıfları devletinin baskı aygıtlarıyla burjuvazinin kölesi yapan, söylem düzeyinde dahi işçi sınıfından bahsetmenin suç teşkil ettiği eli kanlı katı bir burjuva diktatörlüğü olarak doğmuştur. Tüm yaşamını bu doğuş temelerine sadık kalarak sürdürmüştür. Askeri darbelerin, sömürgeci imha savaşlarının, katliamların, devlet terörünün, siyasal krizlerin eksik olmadığı, tüm gericilikleri bağrında bulunduran kaledir. Tarih boyunca kapitalizmin tüm krizleri, başka daha büyük krizlerin nesnel zeminini hazırlayarak aşmıştır. Kısacası kapitalizminin herhangi bir sorun karşısında yaratmış olduğu tüm çözümler yeni daha büyük bir sorunun doğmasına neden olmaktadır. Türk sermaye devletinin içinde bulunduğu çürüme ve can çekişme sürecinin nedeni de burada vücut bulmaktadır.
Her gün yeni rekorlar kıran işsizlik oranları, hızla artan hayat pahalılığı, TL’nin döviz karşısında eriyip pula dönmesi, önlenemez yoksulluk, konut, enerji, gıda gibi temel yaşamsal ihtiyaçlara sürekli gelen zamlar, rekorlar üstüne rekorlar kıran enflasyon emekçi kitlelerde ölümcül yıkımlara neden olmaktadır. Mevcut hükümetin bu tabloyu değiştirmeye yönelik en ufak bir çözümü yoktur. Çünkü temsil ettiği sınıfın çıkarlarıyla çözüme yönelik adımlar atmak birbirine tamamen zıt olgulardır. Erdoğan rejiminin bu konuda sahip olduğu tek bir eğilim vardır. O da krizin tüm faturasını emekçi kitlelere ödetmektir. Bunun için izlediği ana politika emekçi kitleleri devlet baskısıyla sindirip, burjuvaziye dikensiz gül bahçesi açmanın koşullarını oluşturmak için azami çaba içerisinde bulunmaktadır. Erdoğan rejmi uzun bir süredir yönetme krizi yaşamakla beraber, siyasal krizler içerisine boğulmaktadır. Her şeyden önce 2015 yılından beri güç kaybetmekte, tek başına iktidar olabilmek için yeterli güce ulaşamama girdabı içinde boğulmaktadır. Siyasi iktidarını sürdürebilmek için MHP’ye bağımlı hâle gelmiştir. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte bu bağımlılık ilişkisine yeni siyasal odaklar eklenerek çoğalmıştır. Devlet organları ve kurumları geniş bir koalisyona dönüşmüştür. Erdoğan rejiminin oluşturduğu Başkanlık sistemi ilk günden bugüne işleyememe, çalışmama krizini aşamamaktadır. Bu durumun kaçınılmaz sonucu; devlet organları, kurumları işleyemez, uyumlu şekilde çalışamaz duruma gelmiştir. Devlet organları içerisinde klikler kavgaları sürekli boy vermekle birlikte ilerleyen süreçte daha şiddetli çatışmalara yol açmasının zeminini hazırlamaktadır. Erdoğan rejmi kendi hukuk kurallarına dahi uyamaz hâle gelmiştir. Erdoğan rejmi için artık kendi yaptığı anayasanın dahi hiçbir bağlayıcılığı kalmamış durumdadır. Kısacası Türk sermaye devletinin tüm kurum ve organları tel tel dökülmekte, işleyemez çalışamaz vaziyettedir. Erdoğan rejimi siyasal, ekonomik krizler üretme fabrikasıdır. Rejimin krizini düzen içi hiçbir alternatif çözüme kavuşturamaz. Bu kriz ancak devrimle çözülebilir. Tüm bu açmazlara rağmen, Erdoğan rejiminin hâlâ ayakta olmasının nedeni yenilmez yıkılmaz bir güce sahip olması değildir. Erdoğan rejimini ayakta tutan yegâne unsur, Türk sermaye devletinin tarihsel krizine paralel olarak, emekçilerin ve ezilenlerin cephesinde boy veren devrimci önderlik krizidir. Bu kriz sadece Erdoğan’ı değil can çekişen Türkiye Kapitalizmini de ayakta tutan yegâne unsurdur. Emekçilerin ve ezilenlerin en ufak talep ve özlemlerinin hayat bulma sorunu Erdoğan rejiminin yıkılma sorununa indirgenmiş durumdadır. Erdoğan rejminden kurtulma sorunuda bir devrim sorunudur. Bu sorunun çözümünde kullanılacak yegane araç devrimci partidir. Bugün emekçilerin, ezilenlerin cephesi reformizmin, liberal tasfiyeciliğin, parlementerizmin ablukası altındadır. Bu abluka devrimci siyasi mücadeleyle dağıtılabilir. Bugün komünist devrimcilerin en acil ve hayatı görevi ihtilalci ruhu kuşanıp enternasyonal devrimci partinin inşasına odaklanmaktır. Tüm faaliyetlerini, pratiklerini, stratejilerini bu hedefe yönelik sürdürmelidirler. Özelikle 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra tüm reformist, parlementerist, liberal kaynaşmacı tasfiyeci projeler tuzla buz oldu. Lakin reformist projelerin tuzla buz olması tek başına devrimci fikirlerin gelişmesine yol açmaz. Devrimci parti, devrimci bir odak eksikliğinde umutsuzluk, yılgınlık, yenilgi psikolojisi toplumun üzerine karabasan gibi çöker. Toplumsal nihilizm zirveye ulaşır. Böyle bir nesnellik, dinci fanatizm, ırkçılık, şovenizm, ataerki, homofobi gibi her türden gerici ideolojilerin salgın gibi hızla yayılmasına, taban bulup harekete geçmesine yol açar. Bu durumu ancak devrimci bir işçi hareketi tepetaklak değiştirebilir. Bunun yegane ve vazgeçilmez aracı da enternasyonal devrimci partidir. Bu aracın yerine başka bir şey ikame edilemeyeceği gibi, inşası yolunda kestirmeci, sağlam temellere oturmayan, oldu bittiye gelen bir sürecin ürünü de olmayacaktır. Devrimci parti inşası aynı zamanda ayrışma ve birleşme sürecidir. Reformizm ve oportünizmden ayrışma bu sürecin olmazsa olmaz parçalarındandır. Sosyalist hareketi oluşturan yapıların içindeki devrimci kanatlarla liberal reformist kanatların ayrışması elzemdir. Bu süreç yalnızca devrimci grupların reformizmi, oportünizmi teorik olarak mahkum etmesiyle, reformist partilerin tabanına, militanlarına kendi programının haklılığını ikna etmek için propaganda faaliyetiyle gerçekleşecek bir süreç değildir. Bu süreç sınıf mücadelesinin içinde berraklığa kavuşacaktır. Sınıfın içinde Enternasyonal Komünist siyaseti ısrarlı şekilde sürdürebildiği, buralarda kök salınabildiği, somut bir güce dönüştüğü ölçüde bu yol açılmış olacaktır. Bir devrimci grup işçi sınıfı içinde Enternasyonal Komünist fikirleri taşıdığı ve o fikirler etrafında örgütlenmeler yapabildiği ölçüde devrimci bir işçi hareketi ve devrimci parti inşasına yakınlaşmış olacaktır.