Ancak, savaş başlayacaksa bir şey kesindir. 15 ila 20 milyon silâhlı adamın birbirlerini boğazlayacakları ve Avrupa’yı hiç olmadığı kadar mahvedeceği bu savaş ya sosyalizmin derhal zaferini getirecek ya da eski düzeni o denli altüst edecektir ki, arkasında her yerde öyle bir harabe bırakacaktır ki, yaşlı kapitalist düzen her zamankinden daha da imkânsız hâle gelecektir.… (Friedrich Engels, “Alman sosyalizmi”, 1892, Marks ve Engels, Le Parti de classe / Sınıf Partisi, Maspero, c. 4, s. 90)

Her cephede katliam

Büyük güçler ağustos 1914 tarihinde Avrupa ve dünyayı tekrar paylaşmak için birbirlerine girmeye başlamışlardır. Hükumetler ve onların sendikacı, sosyalist ve işçi partici işbirlikçilerinin propagandalarının öne sürdüğü şekilde kısa sürecek savaş uzamış ve yayılmıştır. Britanya dominyonları (Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika) Büyük Britanya, Fransa, Belçika, Rusya İmparatorluğu, Sırbistan ve Japonya’nın yanında harbe katılmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu, Almanya İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile 1914 senesinin sonunda ittifak kurmuştur. Mayıs 1915 tarihinde ise İtalya İtilaf Devletlerine katılmıştır. Bulgaristan eylül 1915 tarihinde İttifak Devletlerine katılmıştır. Portekiz mart 1916 tarihinde, Romanya ağustos 1916 tarihinde, Yunanistan kasım 1916 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri ise nisan 1917 tarihinde itilaf devletlerine katılmışlardır.

Baskın sınıflar, savaşı kazanmaya çalışmak için önce genç ve pek de genç olmayan erkeklerden, sonrasında da cephe gerisindeki her iki cinsiyetten işçilerden, çalışanlardan ve çiftçilerden oluşan halklarına git gide artan fedakarlıklar dayatmışlardır. Silâh altına çağrılan milyonlarca emekçi yani Avrupalı emperyalist güçlerin vatandaşları, Avrupa’nın ezilen uluslarının üyeleri (Polonyalılar, İrlandalılar, Ukraynalılar, vs.) ve sömürgelerin “yerlileri” için günlük hayat hendeklerdeki çamur, gereksiz hücumlar sırasında ölen veya sakatlanan arkadaşlar demekti. Silâhlar gelişmekteydi, Britanya ve Fransa sanayisi tankları icat etmişti, kimyevi savaş 1915 yılında başlamış ve temmuz 1917 tarihinde Alman ordusu tarafından hardal gazının kullanılmasıyla başka bir seviyeye taşınmıştı.

Batı cephesinde Alman ordusu şubat 1916 tarihinde aralık ayına dek devam eden ve tek başına 300000 kayba yol açan Verdun muharebesini başlatmıştır. Bunun ardından temmuz ayından kasım ayına kadar Fransız ve Britanya orduları Somme muharebesini başlatmış ve bu 440000 askerin ölümüne sebep olmuştur. Nisan 1917 tarihinde Chemin des Dames’daki Fransız ordusunun başarısızlığı isyanlara yol açmıştır. Savaş reddi nedeniyle yüzlerce asker hapse atılmış ya da idam edilmiştir. Britanya ordusu da aynı şekilde temmuz 1917 tarihinde Passchendaele konumunda (Belçika’da Ypres’e yakın) başarısızlığa uğramıştır. Yavaş yavaş Britanya donanması Alman donanması karşısında üstünlük sağlamaya başlamış ve Almanya’nın deniz alışverişine engel olmuştur. Muharebeler Balkanlarda, Alp dağlarında, Irak’da (orada Türk ordusu Britanya ordusunu yenmiştir) ve Doğu Avrupa’da da yer almıştır.

Daha geniş, daha az yoğun nüfuslu ve korunması daha zor olan Doğu cephesi o denli sıkışık bir karakter göstermez. İlerlemeler birbirlerini izlemişlerdir: Avusturya ve Almanya’nın 1915 senesindeki ilerlemeleri; Rusya için haziran 1916 tarihindeki Brusilof’un hücumu. Ancak hiçbir belirleyici operasyon bu cephede yer almamıştır: daha az etkili ve düşük donanımlı Rus ordusu alan çokluğundan ve asker sayısı fazlalığından yararlanarak savaşa devam edebilmiştir. (André Loez, La Grande Guerre / Büyük Savaş, La Découverte, 2010, s. 25)

Askerîleşme ve ırkçılık

Savaşa katılan devletler aşırı derece borçlanmışlardır. Sivil halklar savaş ekonomisine verilen öncelikten ve özellikle merkezî imparatorluklarda denizden kuşatmalardan etkilenmişlerdir. Maaşlar enflasyonu izlemedikleri için maaşlı çalışanların hayat koşulları kötüleşmiştir. Aynı zamanda kapitalist grupların kâr payları artmış ve savunma sanayisi patronları ve diğer savaş asalakları orduların siparişlerinden yararlanmışlardır. Kara borsa tedarikçileri en iyi lokantalarda, cephe tehlikelerinden uzakta eğlence sürdürmüşlerdir. “Demokratik” rejimler (Büyük Britanya, Fransa, İtalya) hükumet değişikliklerine tanık olmuşlardır ve basını susturup demokratik hürriyetleri askıya almışlardır, otoriter rejimler ise (Almanya, Avusturya, Rusya) reformlara direnmişlerdir.

Almanya’da harp sırasında meclis (Reichstag) tabii ki oturumda bulunabiliyor ve karar alabiliyordu, en azından 1917 senesinde barış için adım atma fikrini içeren bir bildiri oylayana kadar. O zaman general Hindenburg ve general Ludendorff tam bir mutlak hakimiyet dayatmışlardır. (Rémi Adam, La Première Guerre mondiale / Birinci Dünya Savaşı, LBC, 2010, s. 68)

İşgal altındaki bölgelerde halklar gaddarlığa maruz kalmıştır (katliamlar, pogromlar, insanların kalkan olarak kullanılması, iş gücünün sürgün edilmesi, yakılan evler, sürgünler…) Belçika’nın ve Fransa’nın kuzeyinin işgali acımasız olmuştur, fakat Litvanya’nın, Polonya’nın doğusunun ve Rusya’nın batısının işgali daha da kötü olmuştur, bu işgallerin sömürgeci bir yapısı da bulunmuştur. 1915 yılında Rusya İmparatorluğu 500000 Yahudinin yerini zorla değiştirmiştir.

Daha büyük bir zulüm Osmanlı İmparatorluğu’nun 2 milyon Ermenisine uygulanmıştır… Yöneticiler (İttihat ve Terakki Fırkası, Jön Türkler olarak da bilinir) 1915 başında İmparatorluğun genelinde bu İmparatorluğu etnik temelde yeniden yapılandırmak için imha politikasına başlatmışlardır. Mayıs 1915 tarihinde sürgün yasası 1 milyon Ermeni’nin çöl bölgelerinde ölüme yürümelerini zorlayacak soykırım sürecini resmiyete dökmüştür. (André Loez, La Grande Guerre / Büyük Savaş, La Découverte, 2010, s. 41)

Hiyerarşinin altında savaş ve yol açtığı vahşetin son bulması isteği artmaktaydı. Bunun az ya da çok açık ifadesi, İşçi Enternasyonali’nin partileri (Büyük Britanya’da LP, Belçika’da POB, Fransa’da PS-SFIO, Almanya’da SPD, Avustuya’da SDAP…) emekçileri burjuvazilere tabi bıraksalarda, işçi hareketinde bulunmaktaydı.

Grevlerin ve işçi gösterilerinin geri dönüşü

Kutsal birlik zayıflamaktaydı. 13 aralık 1915 tarihinde, Alman sosyalist partisinin (SPD) meclis fraksiyonunun toplantısı sırasında 44 parlamenter savaş bütçesinin oylanmasına karşı görüş bildirmişler ve 23 aralıkta 18 parlamenter aralık 1914 tarihinde tek başına ve 1915 martında Otto Rühle ile karşı oy veren Karl Liebknecht’e katılmışlardır. 2 şubat 1916 tarihinde Berlin’de boş dükkanların önünde olaylar başlamıştır. 1 mayıs tarihinde ise en önemli enternasyonalist topluluk yani Die İnternationale grubu (DI, Luxemburg, Zetkin, Mehring, oğul Liebknecht, Duncker, Marchlewski ve Jogiches… tarafından kulumuştur) emperyalist savaşa karşı Berlin’de gösteri yapma çağrısında bulunmuştur: binlerce emekçi ve genç bu çağrıya cevap vermiştir. Asker Karl Liebknecht (hükumetin askere çağrılma muafiyetini kaldırdığı SPD milletvekili) konuşma yapmıştır. Tutuklanmıştır, ancak askerî mahkemeye çıkarıldığı gün on binlerce savunma fabrikası emekçisi Berlin’de, Brunswick’de ve Brême’de greve gitmişlerdir. Temmuz ayında Borbeck’de maden işçileri maaşları için işi bırakmış ve örnekleri Ruhr bölgesinin kalanında yaz boyunca takip edilmiştir. 16 ağustos tarihinde Essen’de bir grup işçi “Yaşasın Liebknecht” sloganlarıyla gösteri düzenlemiştir. Hamburg’da ise açlık isyanları başlamıştır. Her defasında tutuklanmalar ve mahkum edilmeler olmuştur.

Rusya’da sosyalist partilerin parlamenterlerin (Rusya Sosyalist Partisi, Bolşevikler, Menşevikler) tümü çarın savaşını desteklemeyi reddetmişlerdir. Bolşevik milletvekilleri hapse atılmıştır. Hiçbir zaman ajitasyon yapmayı bırakmayan emekçiler 1916 senesinde 1913 yılının grev seviyelerini tekrar bulmuşlardır. Şubat 1917 tarihinde Petrograd (Sankt-Petersburg) emekçileri greve gitmişler ve bazı kadın emekçiler ekmek elde edebilmek için gösteri yapmışlardır.

Büyük Britanya’da ise grevler yeniden başlamıştır. Sosyal hareket sendikal bürokrasinin (TUC) kontrolünde olmayan Clyde vadisinin seçilmiş delegelerinin bulunduğu İskoçya’da özellikle parlak idi,

Fransa’da grevler kumaş yapımında ve sanayide ki buna savunma sanayisi için çalışan Dion-Bouton grubu da dahildir, tekrar başlamıştır. Bu şirkette kadın emekçiler 29 haziran tarihinden 10 temmuz tarihine kadar maaşlarının düşürülmesine karşı ve önceki maaşlarının korunması için grev yapmışlardır.

Emekçilerin savaşa git gide artan karşıtlığı sayıları az da olsa enternasyonalizme bağlı fraksiyon ve partilerin faaliyetlerinden destek almıştır ve işçi hareketinde belli saflaşmalara yol açmıştır.

1915 senesinde savaşa karşı ilk sosyalist konferans

Eylül 1915 tarihinde İşçi Enternasyonali ve bölümlerinden savaş karşıtları Zimmerwald’da bir konferans düzenlemişlerdir. Sadece Lenin (Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi-Bolşevikler), Radek (Polonya’nın SDKP-Roslamowcy) ve Zinoviev (Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi-Bolşevikler) önderliğindeki bir azınlık açık bir şekilde savaşa son verecek devrimi, yeni bir enternasyonali ve hainlerden ayrılmış partileri savunan tavır almıştır. Konferansın çoğunluğu barışçıllık ve sanki iflas etmemiş gibi savaş öncesi 2. enternasyonale dönüş görüşünde kalmışlardır; bununla beraber Robert Grimm ve Charles Naine (İsviçre’nin SPS’i), Angelica Balabanov ile Oddino Morgari’den (İtalya’nın PSI’si) oluşan Enternasyonal Sosyalist Komisyon’u kurmuşlardır.

Saldırılara ve sansüre rağmen Zimmerwald doktrini muharip devletlerin hudutlarını aşarak git gide artan sayıda yandaş toplamıştır… (Olga Gankin ve Harod Fisher, The Bolsheviks and the World War / Bolşevikler ve Dünya savaşı, 1940, Stanford University Press, s. 357)

Her yerde, sosyal-şovenler bundan böyle devlet baskısına yardımcı olmaya başlamışlardır. Almanya’da SPD partisinin yönetimi parlamentoda savaş bütçesine karşı oy kullanan milletvekillerini cezalandırmıştır. Onlar da barışçı bir fraksiyon kurmuşlardır: Haase, Ledebour, Kautsky, Bernstein, Dittmann, Herzfeld, Vogtherr… ile Sosyal demokrat çalışma grubu. Bu grubun sol kanadını Die İnternationale (DI, yani Enternasyonal) oluşturmuştur. Bu kanadın yönetimi saygın ve prestijli isimlerden oluşmaktaydı ve binlerce emekçiyi etrafında toplamıştır. Ancak SPD ile bağlarını koparmak isteyen gruplar Breme’de (Johann Knief ile Paul Frölich etrafında) ve Berlin’de (Julian Borchardt ile) sayıca az kalmışlardır.

Ocak ve mart 1916 tarihli konferanslarında DI, artık yeni bir enternasyonal gerekiliğini tanıdığı için 1915 yılında savunduğundan daha ileri bir görüş savunmaktaydı ancak SPD’yi düzelmekte ısrarcıydı. Kısacası, Die Internationale 1916 yılında Rusya İşçi Sosyal Demokrat Parti’den herhangi bir millî talebi kabul etmemesiyle ve sosyal-şovenlerden ayrı parti kurulmasını reddiyle farklılık gösteriyordu. Ayrıca yeni enternasyonalin kurulması mesuliyetini kitlelere atıyordu.

Eski enternasyonalin 4 ağustos 1914’deki iflasının ardından ayağa kalkacak yeni enternasyonal sadece önemli kapitalist ülkelerdeki proleter kitlelerin devrimci sınıf mücadelesiyle doğabilir. (Rosa Luxemburg, Résolution sur le caractère d’une nouvelle internationale / Yeni enternasyonalin niteliği hakkında bildiri, mart 1916, Oeuvres / Eserler c. 4, Agone & Smolny, p. 65)

Hollanda’da çoğunluktaki Almanya yanlısı partide (SDAGP) eylül 1915 tarihinde Zimmerwald açısından Roland-Holst tarafından yönetilen ve mayıs 1916 tarihinde SDP ile birleşecek olan bir bölünme (RSV) yaşamıştır. Büyük Britanya’da ILP Zimmerwald manifestosunu yayınlamış ve “demokratik bir barış” yönünde görüş bildirmiştir. BSP’nin çoğunluğu Zimmerwald hareketinden yana tavır almıştır ancak partinin millî müdafaayı tehlikeye atmamasını garantilemek istemiştir.

Fransa müstesna bir şekilde gecikmiştir çünkü sadece La Vie Ouvrière (LVO, yani Emekçi Hayatı) yayın organının yazı işleri kurulu: Pierre Monatte, Alfred Rosmer ve Marguerite Thevenet 1914 senesinden itibaren CGT bünyesinde (ki bu sendikanın yönetimi savaşı desteklemekteydi) savaşa karşı çıkmıştır. Bu yazı işleri kurulu Fransa’da Naché Slovo (NS) gazetesini yayınlayan ve Menşevikler ile Bolşevikler arasında orta bir konumdaki sosyalist bir çekirdek (Lev Troçki et Dmitri Manouïlski) ile ilişki kurmuştur. CGT sendikasının metal işçileri federasyonları Zimmerwald’de kabul edilen kararları broşür şeklinde yayınlamışlardır.

Beklentilerimiz boşa çıkmadı. Cevaplar her yerden, ülkenin tüm noktalarından, kentlerden, ücra köylerden ve işçi hareketinin tüm bileşenlerinden, sendikacılardan, sosyalistlerden, anarşistlerden, sıklıkla kişilerden, bazen ise teşkilatlardan, zaten mevcut olan gruplardan geldi… Abonelikler genellikle mektuplara eşlik etti… Zimmerwald yolunda ilerliyordu. (Alfred Rosmer, Le Mouvement ouvrier pendant la Première Guerre mondiale / yani Birinci dünya harbi sırasında işçi hareketi, LBC, c. 1, s. 403)

Bu federasyonlar uluslararası ilişkilerin sürdürülmesi komitesini kurmuşlardır. Bu komite, geri kalmışlığın bir işareti olarak iki yapı (biri PS-SFIO için, diğeri CGT için) barındırması bir yana, isminden de anlaşılabileceği gibi gelecek hakkında en azından belirsiz bir tavır almıştır.

1916 ilkbaharında Zimmerwald hareketi İsviçre’den SPS/PSS, İtalya’dan PSI, Romanya’dan PSR, Bulgaristan’dan PSDB’nin (Bulgaristan sosyal demokrat partisi) iki fraksiyonu, Portekiz’den PSP, Büyük Britanya’dan ILP ve BSP’nin çoğunluğu, Rusya ve Polonya’dan Bund, Rus Sosyalist Partisi ve Rus İşçi Sosyal Demokrat Partisi’nin tüm fraksiyonları, Güney Afrika’dan ISL, Polonya’dan PPS-Lewica ve SDKP’nin her iki fraksiyonu, Amerika Birleşik Devletleri’nden SLP ve SPA, Avusturya’nın SDAP’sinin VKM azınlığı, Almanya’dan SPD’nin DI ve SDAG azınlıkları, Letonya’dan LSD teşkilatlarını… içermekteydi.

Enternasyonalistlerin millî meselede bölünmeleri

Eylül 1915 tarihli konferansın hemen ardından devrimci Marksistler Zimmerwald solunu kurmuşlardır, ki bu Zimmerwald solu köklü bir partiyi (Rusya İşçi Sosyal Demokrat Partisi – Bolşevikler), daha küçük boyutlu teşkilatları (Letonya’dan LSD, Polonya’dan SDKP-Roslamowcy), bir gençlik kolunu (İsveç) ve küçük grupları (İsviçre’den SPS’in bir kanadı, Almanya’dan ISD)… içermekteydi. Hollanda’da azınlıktaki parti (De Tribune’ü yayınlayan SDP) Zimmerwald konferansına katılmayı reddetmiştir. Almanya’da SPD’nin DI grubu, (Menşevikler ile Bolşevikler arasında orta bir konumda olan) Rusya’da NS grubu, İtalya’da PSI’nin sol kanadı, Fransa’da LVO grubu… Zimmerwald solundan uzak durmuşlardır çünkü Kautsky, Haase, Ledebour, Martov, Longuet, Morgari… gibi merkezcilerle köprüleri atmak istememişlerdir. Zimmerwald solu Internationale Flugblätter mecmuasını yayınlamıştır ve kasım 1915 tarihinde çıkan tek sayısında Radek’in önsözüyle konferans tarafından kenara koyulan kararlar ve manifestoyu yayınlamıştır. Hollanda’dan RSV ile SDP’ye dayanarak Zimmerwald solu sadece iki sayısı çıkabilen teorik mecmua Vorbote’yi (yani Öncül) yayınlamıştır.

Savaştan önce sömürgecilik meselesi İşçi Enternasyonalini zaten bölmüştü, özellikle 1904 ve 1907 kongrelerinde. Ayrıca üç imparatorluk (Almanya, Rusya ve Avusturya) arasında paylaşılmış Polonya’nın iki seksiyonu birbirlerine karşı çıkıyordu: bir yanda 1892 senesinde kurulan ve Boleslaw Limanowski, Ignacy Daszyński ve Józef Pilsudsk tarafından yönetilmiş milliyetçi PPS; diğer yanda ise Rosa Luxemburg, Leo Jogiches, Julian Marchlewski ve Adolf Warszawski tarafından 1893 senesinde kurulan ve bağımsızlık sloganını reddeden nispeten daha küçük SDKP. Böylece 1896 senesinde Londra’daki Uluslararası kongre sırasında 26 yaşındaki Luxemburg bu mesele üzerinde – Almanca olarak – ünlü yöneticilere meydan okumuştu; bu zihin bağımsızlığı onu 1911 yılında, Lenin ona hâlâ güvenmezken, Kautsky’ye karşı çıkmaya götürmüştür. 1899 senesinde Avusturya İmparatorluğu’nun SDAP’sinin kongresi azınlıklara kültürel ve millî özerklik verilmesini garantileyen bir federasyon perspektifini kabul etmiştir. 1903 yılında, Rus İmparatorluğunda Rusya İşçi Sosyal Demokrat Parti’sinin kongresi millî azınlıkların ayrılma hakkını tanımıştır.

1914 yılından itibaren ezilen halklara karşı alınacak tavır meselesi tekrar su yüzüne çıkmıştır: emperyalist devletler hasımlarının elinde olan şu ya da bu ulusun kötü kaderini kullanırlar, ancak kendi ezilen azınlıklarını ve sömürgelerini unuturlar. Fakat bu mesele enternasyonalistleri de bölmüştür: SPD’nin DI’si ile Zimmerwald solunu; Zimmerwald solunun içinde Bolşevikler ile DKP-Roslamowcy ve SDP arasında, Bolşevikler içinde Lenin ve Buharin arasında.

Luxemburg, nisan 1915 tarihinde Junius rumuzu ile yazdığı Sosyal Demokrasinin krizi yapıtında işlediği gibi millî talebin proleter enternasyonalizmi ile bağdaşamayacağını düşünmüştür. Böylece DI ve SDKP-Zarzadowcy Zimmerwald hareketinde aynı doğrultuyu savunmuşlardır.

Şiddetli emperyalizm çağında ulusal savaşlar artık mümkün değildirler. Özellikle millî menfaatler göz önüne alınamaz ve sadece halkın emekçi kitlelerini aldatmaya ve onları ölümcül düşmanlarına yani emperyalizme boyun eğdirmeye yarayabilirler. (Rosa Luxemburg, Principes directeurs pour les tâches de la sociale-démocratie internationale / Enternasyonal sosyal demokrasinin görevleri için rehber ilkeler, aralık 1915, Oeuvres / Eserler, c. 4, Agone & Smolny, s. 206)

Bolşevikler arasında Buharin, Piatakov ve Bosch, Luxemburg’un görüşünü mart 1915 tarihinde partinin Berne konferansında ve ardından Kommunist dergisinde savunmuşlardır ancak azınlıkta kalmışlardır. Zimmerwald solu için daha kötü bir şekilde 1915 Zimmerwald konferansına SDKP-Roslamowcy Luxemburg’un tezlerini sunmuş ve Radek bundan sonraki aylarda kendi kaderini tayin etme hakkını aynı şekilde reddetmiştir.

Bu mesele Lenin ve Radek arasında doğrudan bir yüzleşmeye ve ortak “Vorbote” projesinin sona ermesine yol açmıştır… Mecmuanın başarısızlığı Zimmerwald solunu görüşlerini geliştirebileceği enternasyonal organsız bırakmıştır. (Robert Nation, War on War / Savaşa karşı savaş, 1989, Haymarket, s. 112, s. 114)

Lenin savaş ve SPD’nin ihanetinin başlattığı teorik gayretinin faydalarını görüyordu (Cahiers sur Hegel, 1914-1915 ; Sur la question de la dialectique (Diyalektik meselesi üzerine), 1915). Millî talepleri küresel sınıf mücadelesine tabi tutsada, bunu, diğer tüm demokratik istekler gibi genel devrimci mücadelede silâh olarak kullanırdı. Lenin için gerçekten ezilen ulusların ayrılma hakkını tanımak gerekir ancak bu büyük güçlerin oyuncağı olacak küçük devletlerin çoğalması için değil, emekçileri birleştirmek için yapılmalıdır. İrlanda isyanı ile teyit ettiği gibi, ezilen ulusların mücadelesini sosyalizm için mücadelede proletaryanın enternasyonal birliği ile birleştirmiştir.

Burjuvaziyi devirebilmek ve sosyalist devrimi başarmak için işçiler sıkı sıkıya birleşmelidir, ki ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı için yapılan mücadele bu birleşmeye destek olur… Küçük ulusların sömürgelerde ve Avrupa’da isyanları olmadan, bütün önyargılarına rağmen küçük burjuvazinin bir kısmının devrimci patlamaları olmadan, siyasî olarak bilinçsiz proleter ve yarı proleter kitlelerin efendilerin, ruhban sınıfının, hanedanların, vs. boyunduruğuna karşı hareketi olmadan sosyal bir devrim olabileceğine inanmak, sosyal devrimi tanımamaktır. (Vladimir Lenin, Bilan d’une discussion sur le droit des nations à disposer d’elles-mêmes / Ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı hakkında bir tartışmanın sonucu), temmuz 1916, Oeuvres / Eserler c. 22, Progrès, s. 361, s. 383)

1916 senesinde savaşa karşı ikinci sosyalist konferans

Eylül 1915 tarihinde Zimmerwald hareketini koordine eden Enternasyonal Sosyalist Komisyon (ESK), 2. Enternasyonalin Uluslararası Sosyalist Bürosu (USB) tekrar çalışmaya başlar başlamaz kendini feshedeceğini beyan etmiştir. Ancak Almanya’dan DI, Hollanda’dan RSV ile SDP, Rusya’dan NS ve Fransa’dan LVO, ESK’dan daha fazla etkinlik talep etmişlerdir ve bunun sonucu olarak şubat 1916 tarihinin genişletilmiş ESK’sı savaşa karşı ikinci bir konferans düzenlemiştir.

Bu ikinci konferans 24 nisan tarihinden 30 nisan 1916 tarihine kadar Berne (İsviçre) yakınlarındaki Kiental’de düzenlenmiştir. İkinci konferans, Alfred Rosmer, Rosa Luxemburg et Lev Toçki gibi çoğu delegenin vize alamamaları sebebiyle, ya da Zeth Höglund, Erik Heden, Lars Oljelund adlı İsveç’in genç sosyalistlerinin yöneticileri gibi hapiste olmaları sebebiyle gelememelerine rağmen ilk konferanstan çok daha geniş bir tabana sahip olmuştur. SPD’nin Die Internationale fraksiyonu mart 1916 tarihli konferansından kaynaklanan iki karar önergesi sunmuştur; bunlardan biri yeni enternasyonal üzerine (Luxemburg, Œuvres / Eserler c. 4, Agone & Smolny, s. 65), diğeri ise sosyalist partilerin milletvekillerinin görevleri üzerinedir (s. 66-67). Rus Bolşevikler merkez komiteleri tarafından mart 1916 tarihinde kabul edilen tezleri göndermiştir (Lenin, Œuvres / Eserler c. 22, Progrès, s. 183-194).

26 nisan 1916 tarihinde barış meselesi hakkında 7 proje sunulmuştur (ki bunlardan biri Die İnternationale tarafından, biri ise Zimmerwald solu tarafından sunulmuştur). Brizon (PS-SFIO partisinin Longuet taraftarı barışçıl akımından milletvekili), savaş bütçesine karşı Parlamentoda oy kullanmayı “sadece askerî durum buna izin verirse” dikkate alacağını ifade ederek dikkatleri üzerine çekmiş ve yuhalanmıştır. Zimmerwald solu bir kararname projesi sunmuştur, Die İnternationale de. Sonunda Grimm’in projesi Zimmerwald solunun değişik önergeleriyle kabul edilmiştir.

28 nisan tarihinde Kiental konferansı gündemin en tartışmalı konusuna, yani 2. Enternasyonalin Uluslararası Sosyalist Bürosu (USB) ile ilişkiler konusuna geçmiştir.

Bu, gündemin en mühim mevzusuydu çünkü bu şekilde işin esasında 2. ya da 3. Enternasyonalin varlığı hakkında karar verilecekti… Saygı gören sosyal şovenlerin şefleri savaştan sonra olacakları düşünmeye cesaret edemezler. Savaştan sonra düzenbaz Enternasyonali “yeniden oluşturmak” onlar için vazgeçilmez bir gerekliliktir, savaşın ardından birbirlerini affetmelerinin onlar için vazgeçilmez bir gereklilik olduğu gibi. (Grigori Zinoviyev, Zimmerwald ve Kiental, 10 haziran 1916, Contre le courant / Akıntıya karşı, Maspero, c. 2, s. 79, s. 81)

Komisyon tarafından iki karar önergesi sunulmuştur:

  • komisyonun çoğunluğunu oluşturan Axelrod (Rus Menşevikler), Hoffmann (SPD’den SDAG), Lazzari (PSI) ve Naine (SPS), Zimmerwald hareketini 2. Enternasyonal üzerine baskı kuracak bir araç olarak tanımlamış ve USB’den savaş kredilerine karşı çıkması, bakanları saflarından atması, kutsal birliğe son verilmesi ve kendine müzakereli bir barış hedefi koyması talebinde bulunmuştur.

  • Lenin (Rus Bolşevikler), Thalheimer (DI) ve Warszawski’den (SDKP-Zarzadowcy) oluşan azınlık USB ile her türlü işbirliğine karşı çıkan bir karar önergesi sunmuştur.

Bazıları 2. Enternasyonalin iflas ettiğini ve dünya harbinin ateşinde milliyetçilik ile fırsatçılıktan kurtulmuş 3. Enternasyonalin ilk unsurlarının oluştuğunu düşünüyorlardı. Bazıları ise ne savaşın niteliğini, ne de sosyalizm tarafından yaşanan krizin niteliğini anlayabilmişti (Grigori Zinoviyev, Zimmerwald ve Kiental, 10 haziran 1916, Contre le courant / Akıntıya karşı, Maspero, c. 2, s. 83)

Komisyonun çoğunluğunun önergesi sadece 10 oy almış, azınlığın önergesi 12 oy, Lapinski (PPS-Lewica) tarafından sunulan orta önerge ise 15 oy almıştır. Blokajdan çıkabilmek için komisyonun azınlığının önergesi taraftarları DI-Zimmerwald solu ile ortak oy açıklaması şartıyla çekimser oy kullanmışlar (Lenin, Radek…) ya da Lapinski’nin önergesini desteklemişlerdir (Zinoviyev, Meyer…). Bu pozisyon neredeyse oybirliği ile kabul edilmiştir.

Brizon’un projesini temel alarak bir manifesto yazmak için 29 nisan tarihinde konferans sağ için Modigliani (PSI), merkez için Meyer (SPD’den DI) ve sol için Radek’i (SDKP-Roslamowcy) atamıştır. Konferans, muharip parlamentolardan ve hükumetlerden “ilhak olmadan derhal barış” talep eden bir senteze ulaşmıştır. Ancak savaşı kapitalizmin kaçınılmaz sonucu olarak tahlil etmiş, kutsal birlik hükumetlerine sosyalistlerin katılımının derhal sonlandırılması ve savaş kredilerine karşı oy kullanılması çağrısı yapmıştır. Bu manifesto oybirliği ile kabul edilmiştir, ancak Zimmerwald solu, Armand, Lenin, Zinoviyev (Rus Bolşevikler); Bronski, Radek, Stein (Polonya’dan SDKP-R); Frölich (Almanya’dan GR), Kaclerovic (Bulgaristan’dan PSDB-Tesni); Platten (İsviçre’den SPS/PPS) tarafından imzalanan bir eleştiri sunmuştur. Son olarak konferans burjuva baskısının tüm kurbanları ile dayanışma beyanında bulunmuştur.

Kiental’den şubat 1917 Rus devriminin arifesine

Zimmerwald hareketi sosyal-emperyalizm ile bağlarını koparamadığından dolayı, savaşa karşı proleter devrim ile mücadele edemediğinden dolayı ve yeni bir enternasyonal kuramadığından dolayı felç olmuştur.

Konferansta kabul edilen tezler gelen olarak sosyal-barışcıllığa ve Kautkizme karşı tezlerdi. Ancak bu henüz Zimmerwald’ın sosyal-barışcıllık ütopyasıyla kesin bir şekilde hesaplaştığı anlamına gelmiyordu. Hayır, bunun nüksetmesi sadece mümkün değildi, aynı zamanda kaçınılmazdı. (Grigori Zinoviyev, Zimmerwald ve Kiental, 10 haziran 1916, Contre le courant / Akıntıya karşı, Maspero, c. 2, s. 87-88)

Gerçekten de USB 1 mayıs tarihinde tarafsız ülkeler için 1916 temmuzunda bir konferans çağrısı yaptığında Enternasyonalist Sosyalist Komisyon herhangi bir tavır almayıp üyelerini seçimlerinde özgür bırakmıştır.

Enternasyonalist olmak bütün tanrılara enternasyonalist olduğuna dair yemin etmekle değil burjuvazisine karşı, sosyal-şovenlerine karşı, Kautskistlerine karşı mücadele etmekle olur. (Vladimir Lenin, Projet de thèses d’un appel à la CSI et à tous les partis socialistes / Tüm sosyalist partilere ve ESK’ya çağrı tezleri projesi, aralık 1916, Œuvres / Eserler c. 23, s. 231)

Kayserin adaleti Luxemburg’u mayıs 1916 tarihinde yeniden hapse atmıştır (ki hapisten sadece kasım 1918 tarihindeki Alman devrimi sayesinde çıkmıştır). SPD’nin yönetimi muhalifleri ocak 1917 tarihinde ihraç etmiştir. Die İnternationale, Spartakus Ligi ismini almış ve Lenin, Radek, Frölich’in… çağrılarına rağmen merkezciler tarafından nisan 1917 tarihinde kurulan partiye (USPD) katılmayı seçmiştir. 1918 yılı sonuna doğru Spartakist Lig, Zimmerwald solu taraftarlarıyla birleşip Komünist Parti (KPD) almıştır.

Sürgündeki Bolşevik yöneticiler arasında Buharin İsveç’te yaşamakta idi. 28 yaşındaydı ve İskandinavya’nın savaş karşıtı genç sosyalistleri ile çalışıyordu. 1915 sonbaharında Küresel ekonomi ve emperyalizm isimli eserini tamamlamıştı. Başta isteksiz olan Lenin’den evvel Buharin Marksist devlet teorisini tekrar keşfetmiştir. 1916 senesinde Emperyalist devlet teorisine doğru adlı eserini yazmıştır. Stockholm’de tutuklanıp Oslo’ya sınır dışı edilmiştir. Bunun ardından Kopenhag’a gitmiş ve Danimarka polisinin baskısı nedeniyle eylül 1916’da Amerika Birleşik Devletlerine gitmiştir.

Vaktini yerel kütüphaneler ve radikal siyaset arasında paylaştırmıştı. Siyasî etkinlikleri New York’ta göçmen sosyalistler tarafından Rusça yayınlanan Noyvi Mir (Yeni Dünya) adlı gazete üzerine odaklanmıştı. (Stephen Cohen, Bukharin and the Bolshevik Revolution / Buharin ve Bolşevik devrim, 1971, Oxford University Press, s. 43)

Kutsal birlik hükumeti Troçki’yi Fransa’dan eylül 1916 tarihinde sınır dışı etmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde Buharin ile işbirliği yapmıştır. Kiental sonrasında Lenin ve Zinoviyev etkinliklerini İsviçre’nin SPS’inde devam etmişlerdir. Zinoviyev, Kiental’ın bilançosunu oluşturmuştur (Zimmerwald ve Kiental, haziran 1916) ve SPD’nin ihanetinin kökeni ile onun görevlilerinin kendi burjuvazisine ve devletine bağlı küçük burjuva bir bürokrasiye dönüşmesini incelemiştir. (Guerres défensives et offensives (Savunma ve saldırı amaçlı savaşlar), haziran 1916; Les racines sociales de l’opportunisme (Fırsatçılığın sosyal kökleri), ağustos 1916).

Lenin, 2. Enternasyonalin dahilinde sadece ikinci ve üçüncü sınıf bir figür olsa da savaşın şartları ona yeni bir konum vermiştir. (Marcel Liebman, Le Léninisme sous Lénine / Leninizmde Lenin, Seuil, 1973, c. 1, s. 149)

Lenin, Luxemburg’un Junius adı ile imzalı broşürüne bir sene gecikmeyle cevap vermiştir (Junius’ün broşürü üzerine, temmuz 1916). Luxemburg, Radek ve Buharin’e karşı millî meseleyi daha derinden irdelemiştir (Ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı hakkında bir tartışmanın sonucu, temmuz 1916; Emperyalist ekonomizmin yükselen eğilimi üzerine, eylül 1916, Marksizm’in karikatürü, eylül 1916…). Barışçıllığı reddetmiş ve mecburi askerlikle askerlik yapanlar arasında faaliyette bulunmayı savunmuştur (Proleter devrimin askerî programı, eylül 1916; Silâhsızlanma üzerine, ekim 1916; Burjuva barışçıllık ve sosyalist barışçıllık, ocak 1917). Emperyalistler arası savaşı ve 2. Enternasyonalin ihanetini açıklamak için kapitalizmin değişimini incelemiştir (Emperyalizm üzerine düşünceler, 1915-1916; Kapitalizmin doruk noktası olarak emperyalizm, temmuz 1916; Emperyalizm ve sosyalizmin bölünmesi, ekim 1916). Burjuva devleti yok etmenin gerekliliğini tekrar keşfetmiştir (Devlete gelince Marksizm, kasım 1916-mart 1917; Nisan tezleri, nisan 1917; Devlet ve devrim, ağustos 1917).

Siyasi ve teorik bu gayretler ekim 1917 tarihindeki Rus devriminin zaferini ve mart 1919 tarihinde Komünist Enternasyonalin kurulmasını hazırlamıştır.

 

*Bu metin Sürekli Devrim Kolektifi (COREP) Fransa seksiyonu GMI -Grouppe Marxiste Internationaliste- Enternasyonalist Marksist Grup’un Yayın organı Revolution Communiste -Komünist Devrim- dergisinden alınmıştır.