Yazar: Dilan Bilici

Burjuva Bürokrasisinin ve Militarizminin “Doğal” Afetlere Yanıtı

Burjuva Bürokrasisinin ve Militarizminin “Doğal” Afetlere Yanıtı Bu ay Mêrdîn ve Amed’in -işgalcilerin dilinde Mardin ve Diyarbakır- kırsal kesimleri ihmaller nedeniyle bir kez daha “doğal” bir afete maruz kaldı. Yoksul Kürt köylüsünün köyleri ve belki de sahip oldukları tek kişisel mülkiyetleri olan evleri bu “doğal” afet yüzünden yanıp kül oldu. Ama bu yangın sadece yoksul köylüleri ve onların geçim aracı olan tarım arazileri için değil bir bütün olarak doğa için felaketti, kaç hektar alan yandığını veya kaç büyükbaş veya küçükbaş hayvanın telef olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, çünkü bunlar burjuva basın ve burjuvazinin diktatörlüğü nezlinde hiçbir anlam ifade etmiyorlar....

Devamını Oku

Karşımdaki Hükümet Kayyım Hükümetidir

1- İç İşleri Bakanlığı aldığı kararla, 31 Mart yerel seçimlerinde %48,92 ezici oy farkıyla göreve gelmiş olan DEM Parti Hakkâri (Colemberg) Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış görevinden uzaklaştırıldı ve yerine Hakkâri Valisi Ali Çelik kayyım olarak atandı. Hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmayan Akış “terör örgütü” üyeliği suçlamasıyla gözaltına alındı. 10 yıldır bekletilen, herhangi bir gelişme olmayan dava Akış belediye başkanı olunca arşivin tozlu raflarından çıkartılıp harekete geçirildi. 10 yıldır hiçbir gelişme ve sonuç çıkmayan dava Akış gözaltına alındıktan 2 gün sonra sonuçlandı. Akış’a 19 yıl 6 ay hapis cezası kesildi. Davayı açan savcı FETÖ firarisi konumunda, Akış...

Devamını Oku

Ulusal Sorun Ve Marksizm

Ulusal sorun ya da ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı komünist hareketin gündemine Lenin döneminde ya da emperyalizm çağında girmemiştir. Marx ve Engels önderliğindeki komünistler daha 1865‟te her ulusun kendi kaderini tayin hakkını tanıyan maddeyi Birinci Enternasyonal programına eklemişlerdi. Özellikle de Marx, Birinci Enternasyonal‟de, ulusları reddeden ileri kapitalist ülkelere mensup devrimcilere karşı kesin bir tavır almış, uluslar ve ulus-devletler (kapitalizm) var olduğu müddetçe her ulusa kendi yolunu seçme hakkını tanımamanın “büyük” (Lenin‟in de dediği gibi, yalnızca uyguladıkları baskı bakımından “büyük” olan) uluslara bildiklerini okuma hakkı tanımak anlamına geldiğine dikkat çekmişti. Ulusal sorun tarihte çeşitli aşamalardan geçmiştir. Bu nedenle, yüzeysel bir...

Devamını Oku

Seçimler ve Parlamentonun İşlevi Nedir?

Seçimler ve parlamento her şeyden önce burjuva devletin bir aygıtıdır. Diğer aygıtlar gibi ana işlevi burjuvazinin işlerini yürütmektir. Parlamento burjuva senin ihtiyaç duyduğu yasaları ve uygulamaları hazırlamak için vardır. Belediyeler ve yerel yönetimler parlamentonun mahalî idarelerdeki izdüşümüdür. Parlamento ve yerel yönetimler burjuva egemenliğine yabancı ya da dışsal bir organ olmayıp bizzat burjuva devletin temel aygıtlarından birisidir. Parlamento ve seçimlerin bir diğer işlevi de, burjuva diktatörlüğünü seçim ve demokrasi oyunuyla gölgelemektir. Her 4 ya da 5 yılda yapılan seçimlerin adını doğru koymak gerekirse; burjuva düzen kurumlarında, burjuva senin hangi adaylarının bu düzeni devam ettireceği ve işçi emekçileri aldatmak üzere görev alacağını işçi emekçilere sorarak belirleyen bir mekanizmadır. Egemen sınıfların sahip olduğu bu en üst siyasi icat burjuva diktatörlüğünün üzerini örtmek ve bu diktatörle siyasal Meşrutiyet katmaktadır. Emekçi kitlelere 4 veya 5 yılda bir partiye veya adaya oy verdirmektedir. Fakat seçtikleri kişi ve parti üzerinde bir denetleme mekanizmaları yoktur. Onu geri çağıramamakta, taleplerini iletememekte, hesap soramamaktadır. Siyasal iradelerini kendilerini temsil eden adaya teslim etmektedirler. Çünkü parlementer temsiliyet siyasal irade teslimiyettir. Oy veren kitleler bu demokrasi oyununun otomatik olarak figüramı konumuna düşmektedirler. Seçimlerin rekabeti de kapitalizmin tüm eşitsizliklerininde boy verdiği bir alandır. Burjuva partileri gerek basın yayın yoluyla, gerekse de diğer kitle iletişim araçlarındaki reklam ve tanıtım olanakları işçi sınıfının adaylarıyla mukayese edilemeyecek düzeydedir. İşçi emekçi kitleleri aldatmak üzere kurulan burjuva partileri işçilerin sırtından kazanılan paralarla devasa girişimlerde bulunmaktadırlar. Bu partilerin arkasında,...

Devamını Oku

Hangi Cumhuriyet Kimin Cumhuriyeti

Takvimler 29 Ekim’i gösterdiğinde, burjuvazinin tüm fraksiyonları büyük bir gösteriş ve ihtişamla cumhuriyetin kuruluşunu kutlarlar. Ülkenin dört bir yanında kutlama organizasyonları gerçekleşir. Burjuvazinin, kendi devletinin, kendi iktidarının kuruluşunu bayram olarak kutlamasında bir gariplik yoktur. Kendi sınıfının çıkarlarına uygun olarak davranıp, olması gerekeni yapmaktadırlar. Hele ki 100. kuruluş yılını özel bir ihtişamla kutlamasında hiçbir gariplik yoktur. Neden kutlamasınlar ki, tüm krizlere, çalkantılara ve çürümeye rağmen kendi burjuva devletleri hâlâ dimdik ayaktadır. Fakat Türkiye’de kendisine sosyalist, marksist, komünist diyen gruplar, parti ve siyasi organizasyonlar, ama açıktan, ama utangaçça burjuvazinin sevincine ortak olmakla birlikte, sosyalist saflara, emekçi sınıflara, burjuvazinin resmi ideolojisini taşımaktadır. Sınıflı bir toplumda, sınıfsal çıkarları temsil etmeyen bir toplumsal olgu olamaz. Burjuvazi her zaman, her dönem, dünyanın her yerinde, toplumu sınıflar üstü düşündürtmeye çalışır. Ortaya attığı her kavramı, her tarihsel süreci sınıflar üstü gerçeklermiş gibi pazarlar. Enternasyonal Komünistler ise; tarih sahnesine çıktıkları günden bugüne her kavrama, her olguya sınıfsal olarak bakarlar. Hele ki Cumhuriyet gibi burjuva çağa ait olan, kapitalizmle birlikte ortaya çıkmış bir kavramdan bahsediliyorsa… Mevcut siyasal atmosfer, hangi yönden eserse essin, meseleye emekçilerin ve ezilenlerin cephesinden bakarlar. Bu makalemizde de Cumhuriyetin ne olup ne olmadığını,29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetin emekçilere ve ezilenlere ne getirdiğini irdeleyeceğiz. Sosyalist solun önemli bir gövdesinin dilinde, beş vakit okunan bir dua gibi tekrarlanan ” Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak gerekir” şiarını inceleyeceğiz. Peki neydi bu cumhuriyetin kazanımları? Cumhuriyetin kazanımları olarak sunulan olguların hangi sosyal sınıfın...

Devamını Oku