Bugün, kapitalizmin işçiye uyguladığı vahşetin en çarpıcı örneklerinden biri İstanbul Şişli’de yaşandı. Erol Eğrek, 10 yıl boyunca hakkını almak için mücadele ettiği Çalık Holding’in önünde, 10 koruma tarafından dövülerek katledildi. Erol Eğrek, 10 yıl önce Türkmenistan’daki Çalık Holding fabrikasında çalışmaya başlamıştı. O günden bugüne, 7 milyon TL’lik tazminatını almak için defalarca dava açtı ve kazandığı davalar sonucunda hakkını alması gerektiği hâlde, yıllarca bu parayı alamadı. Çalık Holding, işçisini aldatmaya, sömürmeye, hakkını vermemeye devam etti. Bugün, hakkını istemek için gittiği binada, patronların fedailerinin şiddetine uğradı ve hayatını kaybetti.
Tazminat İçin Mücadele Eden İşçi Katledildi!
Erol Eğrek, Çalık Holding’in Şişli’deki binasına giderek, tazminatını almak için bir kez daha yetkililerle görüşmeye çalıştı. Ancak kapitalist düzenin işçiye verdiği değeri ve bu düzenin koruduğu patronları görmek için çok da bir şey gerekmiyordu. Eğrek, sadece hakkını almak için, gözleri açık bir şekilde bu binaya gitti. Ama karşısında, adaletin değil, patronların karanlık işlerini savunan bir yapı buldu. İşte bu noktada, Çalık Holding’in güvendiği “koruma” çetesi devreye girdi. 10 kişi, Eğrek’i öldüresiye dövdü. Eğrek, cansız bir şekilde yere yığılırken, bir tek adalet arayışı ile bir ömür boyu hakkını savunmaya çalışan bir işçi, bir kapitalist zorbalığın kurbanı oldu. Eğrek, sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen, Okmeydanı Devlet Hastanesi’ne yetiştirilmiş ancak kurtarılamamıştır. Eğrek’in ölümüne neden olan şiddet, patronların emriyle, adaletin yok sayıldığı bir düzende sistematik bir şekilde meşrulaştırılmaktadır.
İşçi Sınıfı, Bu Sömürüye Dur Dediği Zaman Ne Oluyor?
Erol Eğrek’in ölümünden sorumlu olanlar, sadece Çalık Holding’in yöneticileri değil, aynı zamanda bu adaletsiz düzenin bir parçası olan devlettir. Kapitalizm, işçiyi ezmeye devam ederken, devletin kolluk kuvvetleri de bu ezilenlerin, hakkını arayanların karşısında durmakta ve şiddeti onaylamaktadır. Eğrek’in ölümünün ardında yatan gerçek, sadece bireysel bir cinayet değil, bu kapitalist düzene karşı verilen mücadelenin bedelidir. İşçi sınıfı, her gün iş kazalarında sakatlanıyor, ölüyor, haklarını aradığı zaman öldürülüyor.
Bu olay, bize tek bir gerçeği bir kez daha hatırlatmaktadır: İşçi sınıfının örgütlenmek dışında hiçbir seçeneği yoktur. Eğer bir iş yeri örgütsüzse, işçilerin sendika ya da komite gibi bir örgütlenmesi yoksa, patronun dayattığı her şeyi kabul etmek zorunda kalmaktadırlar. En ufak bir itiraz, işten atılmaya, mobinge ya da ölümle sonuçlanan bir şiddete dönüşebilir. İşçi sınıfı, bu tür zalimliklere karşı, kendini savunabilecek tek güçtür. Öz savunma komiteleri ve işçi milisleri fikri, ayağı yere basmayan bir fikir değil tam aksine bu dönemin zorunlu bir gerekliliğidir. İşçi Sınıfının kapitalist saldırılar karşısında kendisini savunabilmesi için örgütlenmeye, harekete geçmeye ihtiyacı vardır. Örgütlenip harekete geçme sorunu aynı zamanda devletin kolluk kuvvetlerine, faşist çetelere, şirketlerin kiralık fedailerine karşı kendini müdafa etme zorunluluğunuda beraberinde getirmektedir. Kapitalizm, işçi sınıfını ezmeye devam ettikçe, bu tür örgütlenmelerin hayata geçirilmesi bir zorunluluk hâline gelmektedir.
Sınıfın Sesini Yükseltme Zamanı!
Erol Eğrek’in ölümüne karşı duruşumuz, sadece bir tazminat meselesi değil, tüm işçi sınıfının mücadelesinin bir parçasıdır. Çalık Holding’in cinayet şebekesinin her türlü şiddetine karşı sınıfın birliğini savunmalı, her işçi örgütlenmeli, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için kolektif mücadelenin gücünü ortaya koymalıdır.
Şimdi, Erol Eğrek’in ölümünü protesto etmek ve sınıf bilincini yükseltmek için harekete geçme zamanı! Çalık Holding’in tüm kentlerdeki şubelerinin önünde kitlesel eylemler örgütleyelim! Bu eylemlerle, sadece Eğrek’in değil, tüm işçilerin hak mücadelesinin sesini daha da güçlü duyuralım! Sınıf kinini, öfkemizi, ve isyanımızı yükseltelim! Çalık Holding’in kanlı sicilini ve patronların zulmünü ifşa edelim! İşçi sınıfının birleşik mücadelesiyle, kapitalizme karşı devrimci bir duruş sergileyelim! Bu sadece bir başlangıç, bu mücadelenin zaferi tüm işçi sınıfının zaferi olacak!