Yazar: Gamze Kocabayır

31 Mart Yerel Seçim Sonuçları ve Enternasyonal Komünist Devrimci Görevler Üzerine Tezler

1-) 31 Mart seçimleri AKP’nin tarihi hezimeti ve CHP’nin zaferi ile sonuçlandı. Seçim sonuçları emekçilerin ve ezilenlerin gündeminde önemli bir yer teşkil eder duruma gelmiştir. Seçim sonuçlarından sonra analizler, yorumlar, öngörüler havalarda uçuşmaktadır. Gazete, TV, radyo; sosyal medya platformlarında günlerdir seçim analizleri, seçim sonrası sürece dair öngörlülerde bulunmaktadır. Emekçilerin, ezilenlerin saflarında yer alan; buradan siyaset yapan teşkilatlar da analizlerde, tahlillerde, öngörlülerde bulunmaktadır. Enternasyonal komünist devrimciler de analizlerde, öngörlülerde, tahlillerde bulunmaktadır. Enternasyonal komünist devrimcilerin diğer tüm siyasal akımlardan ayırt edici bir yönü de şudur: Bir sürece, bir olaya dair değerlendirmeleri salt tahlil ve öngörüden ibaret değildir. Devrimci marksizmi kılavuzuyla somut...

Devamını Oku

Yaklaşan Yerel Seçimler Üzerine Sesli Düşünceler

*) Türkiye’de 2023 yılının en önemli siyasal olayı hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden başarıyla çıkan Erdoğan, seçimlerin üzerinden 5 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen içinde bulunduğu siyasal kriz hızla büyümektedir. Erdoğan 2015 yılından beri güç kaybetmektedir. Tek başına iktidar olacak erişememekte, bu güce erişebilmek için MHP başta olmak üzere irili ufaklı geniş bir sağ yelpazeyle ittifak kurmak, iktidarını onlarla paylaşmak zorunda kalmaktadır. Cumhur ittifakı kırılgan bir yapıya sahip birbirine benzemezler itifakına dönüşmüştür. Her ne kadar biçimsel olarak tek adam rejimi gibi bir görünüme sahip olsada devlet organları ve kurumları geniş bir koalisyona dönüşmüştür. Erdoğan rejiminin oluşturduğu Türk tipi Başkanlık sistemi ilk günden itibaren sağlıklı şekilde çalışmayan teltel dökülen vaziyetten kurtulamamaktadır. Devlet organları içinde klikler kavgaları gözle görülür şekilde boy vermektedir. Erdoğan rejimi artık kendi anayasasına hukuk kurallarına dahi uymaktan aciz bir konuma düşmüştür. Erdoğan rejimi siyasal ve ekonomik krizler üretme fabrikasına dönüşmüştür. *) Millet ittifakı ise, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra fiili olarak dağılmış, enerji ve motivasyonu komple deforme olmuştur. Artık kitlelere Erdoğan karşısında alternatif olabilme opsiyonunu kaybetmiştir. İYİP kendi içinde istifalar, ayrılıklar, hizipler kriziyle boğuşmakla birlikte hergeçen gün Cumhur ittifakına eklemlenen bir rotada ilerlemektedir. CHP ise gerek seçim yenilgisi gereksede Millet İttifakının dağılmasının yarattığı kriz içerisinde yerel seçimlere girmektedir. Kitlelerde herhangi bir umut ve heyecan yaratmamaktadır. Tek hedefi elindeki belediyeleri kaybetmemektir. Fakat bu hedefe ulaşmak için herhangi bir stratejiden yoksundur. İYİP’in tek başına yerel...

Devamını Oku

Nehirden Denize Özgür Filistin’in Yolu Nereden Geçer? ( Bölüm 1)

1-) YOM KiPPİR savaşının 50. yıl dönümü olan 7 Ekim cumartesi sabahı HAMAS’a bağlı El Kassam Tugayları Siyonist İsrail devletine karşı hem havadan hem karadan saldırı gerçekleştirdi. Gazze’den çok sayıda roket İsrail’in işgal edip yerlerine Siyonizm davasına bağlı sivil işgalciler yerleştirdiği bölgelere atıldı. Siyonist rejim tarafından Gazze’ye örülen teller yıkıldı Siderot gibi işgal edilmiş kentler ele geçirilmekle birlikte, birçok kışla, karakol HAMAS tarafından ele geçirildi. Birçok asker ve sivil esir alındı. HAMAS Filistin’li tüm güçleri bu direnişe destek olmaya çağırdı. Bu çağrıdan hemen sonra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, İslami Cihad gibi Gazze’de bulunan tüm Filistinli gruplardan operayona fiili destek açıklaması geldi. İsrail Başbakanı Netanyahu eşi benzeri görülmemiş bir bedel ile Gazze’den intikam alma sözü verdi. Yaşanan süreç 75 yıldır devam eden, işgal, katliam, yerinden etme, soykırıma dayalı, teokratik ırkçı Siyonist rejimin varlığının kaçınılmaz sonuçlarındandır. Gazze bir açık hava hapishanesine çevrilmiş, en temel yaşamsal ihtiyaçlara abluka konulmuş, sistematik olarak saldırıların ve toplu katliamların gündelik hayatın rutine dönüştüğü bir hale evrilmiştir. Bu koşullar altında Filistin’de hiçbir zaman direniş sönümlenmemiştir. İşgalci, ırkçı siyonist İsrail devletine karşı Filistin halkının kendisini savunması, işgale ve kendisine yöneltilen Siyonist imha savaşına karşı direniş içerisine girmesi haklı ve meşrudur. Hamas vb cihatis grupların Filistin’de belirleyici bir güce sahip olması, Filistin davasının tarihsel haklılığına gölge düşürmez. Filistin konusundaki kalkış noktanımızı şu şekilde özetleyebiliriz: Filistin halkının esaret zincirinden kurtulması için, Ortadoğu’ya Barış gelmesi için Siyonist İsrail devletinin imhası şarttır....

Devamını Oku

Artsakh( Dağlık Karabağ) da İşgale, İstilaya, İlhaka, Tehcire, Dur De!

19 Eylül’de Azerbaycan ordusu Dağlık Karabağ’da anayasal düzeni yeniden tesis etmek, terörle mücadele etmek gibi bahaneleri öne sürerek işgal operasyonu başlatmıştır. Yaklaşık 35 yıldır devam eden Azerbaycan-Ermenistan arasındaki sorunlu bölge Dağlık Karabağ (Artsakh) bir kez daha sıcak savaş şeklinde kendisini var etmiştir. 1998-94 ve 2020 sonbaharında 44 gün süren Dağlık Karabağ Savaşı küllerinden yeniden doğmuştur. Otokrat kasap Aliyev niyetini açık bir şekilde defalarca kez beyan etmiştir. “Karabağ’da sadece 120 bin Ermeni yaşıyor. Bunlar ya bizim varlığımızı ve egemenliğimizi kabul ederler, yada yok ederiz. Biz buraya kendi vatandaşlarımızı getirip yerleştireceğiz.” Aliyev 61. Doğum günü sırasında yaptığı konuşmada Karabağ’dan sonra sıranın...

Devamını Oku

Deprem ve Devlet Üzerine Militan Notlar Bölüm 2

Faşist Terör ve OHAL’E Karşı Mücadele 10-) Deprem enkazı 20 yıllık çürümüş cesede dönmüş olan Erdoğan rejiminin de enkazıdır. Erdoğan iktidarının deprem boyunca yapmış olduğu her hamle kendi iktidarlarının bekasına yönelik bir hamle olmakla birlikte seçime yönelik de bir hazırlık sürecidir. Bu deprem güç kaybeden eriyen Erdoğan rejiminin içinde bulunduğu siyasi krizi ve çürümeyi derinleştirici bir etkiye sahiptir. Erdoğan’ın en büyük avantajı en az onun kadar basiretsiz ve silik muhalefetin var olmasıdır. Millet İttifakı Erdoğan’ın içinde bulunduğu bu açmazlardan kurtaran can simidi işlevi görmektedir. Unutulmaması gereken gerçeklik şudur ki; Karşısındaki hükümet kayyum hükümetidir. Karşımızdaki rejim OHAL rejimidir. Temel gıdası gasp, yağma, sömürü ve faşist terördür. Bu ablukayı ancak ve ancak emekçilerin kitlesel militan seferberliği dağıtabilir. 11-) Depremin daha ilk gününden emekçi sınıfların tabandan gelişen bir dayanışma seferberliği içine girmeleri, devletin depreme hiçbir faydasının dokunmaması kitlelerde hükümetin ve devletin tüm meşruluğunun sorgulanmasına ve devletin tüm itibarının halkın gözünde ciddi oranda zedelenmesine yol açmıştır. Tam da bu ortamda Ümit Özdağ gibi tescilli Nazi artıkları devreye girerek, ırkçı pogromlar, faşist terör eylemleri örgütlemek için üst düzey provakatif faaliyetler içinde bulundu. Faşistlerin karakteristik bir özelliği vardır: Bir kriz anında egemen sınıfları, iktidarı, devletin kolluk güçlerini kendi iktidarına ikna etmek için toplumun en zayıf ve korumasız olduğu düşünülen kesimlerine karşı ısrarlı bir düşmanlaştırma kampanyası gerçekleştirirler. Bu krizin tüm faturasını toplumun en ezilen, örgütsüz, saldırıya en açık kesimlerine yöneltirler. Bu kampanyaya dahilinde linç, öldürme, sürgün,...

Devamını Oku