Yazar: GMI

1968 Mayısı: Genel Grev

1968 Mayısı: Genel Grev 1960’lı senelerin sonunda, Amerika Birleşik Devletleri burjuvazisi tarafından SSCB bürokrasisinin uyumuyla yönetilen Avrupa ve dünya düzeni [Révolution Communiste mecmuasının 28. sayısına bakın], ihtilalci bir dalgayla sarsılmıştır. Bu, Fransa’da evvela 1967 senesinin sonunda ve 1968 senesinin başında bazen öğrencilerin iştirakiyle [Révolution Communiste mecmuasının 28. sayısına bakın] genç işçilerin sendika yöneticilerinin “eylem günleri” ve “dönüşümlü grevler” çerçevesini aşmasıyla birçok mücadeleci grev şeklinde, ardından polisle çatışmalarına sıklıkla genç maaşlı çalışanlar ve işçilerin iştirak ettikleri tahsiline devam eden gençliğin kitlesel isyanı şeklinde meydana gelmiştir [Révolution Communiste mecmuasının 28. ve 29. sayılarına bakın]. Sendikalar, tabanlarının zorlamasıyla şiddetli baskı mağduru öğrencilerin...

Devamını Oku

OKUR MEKTUBU: İKİNCİ CİHAN HARBİ ESNASINDAKİ KIZIL AFİŞ MİLİTANLARIYLA

(Bu yazı Fransa Seksiyonumuz GMI ”Enternasyonal Marksist Grup” sitesinden alınmıştır) Missak Manuşyan ile Kızıl Afiş militanlarının Panteon’a [Fransa’da önde gelen kimselerin gömüldüğü anıt mezar] Nazizme karşı savaşanların hepsinin anısı adına girişi sembolik, tarihi ve siyasi anlamda mühim bir andır, bu mevzuda dün olduğu gibi bugün de herkesin tavrını ele almak gerekli görünmektedir. Sembolik anlam Ülkeye gelen göç, milli kimlik ve ülkede doğmanın vatandaş olma hakkı vermesi konularındaki siyasetinin ardından Macron hükumeti “Milletin seçilmiş temsilcilerini” LFI [Asi Fransa], Stalinistler ve RN partisinin neofaşistlerini bir araya getiren “büyük cumhuriyetçi toplantı” davetinde bulunmuştur. Burada hatırlatalım ki Missak Manuşyan iki defa Fransız vatandaşlığı...

Devamını Oku

Milei’nin İşçi Sınıfıyla Fakir Nüfusa Karşı İlk Üç Ayı

Peronizm’in (reformist ve muhafazakar müttefikleriyle) liberallere, Bullrich ile Macri’nin PRO’suna ve UCR’in geniş bir kliğine karşı tarihi bir mağlubiyetiyle neticelenen Sergio Massa (Unión por la Patria) ve Javier Milei (La Libertad Avanza) arasındaki başkanlık seçimlerinin ikinci turunun ardından seçim sonuçlarından bağımsız bir şekilde öngördüğümüz gibi işçi sınıfının yaşam şartlarına karşı saldırı derinleşmiştir. Bu üç aya, krizdeki rejimin çürümesinin bir seri emareleri damga vurmuştur. Ekonomik alandaki küçülme, siyasi ve hukuki yeniden yapılanma vasıtasıyla sosyal sınıflar arasındaki ilişkilerin tekrar düzenlenmesini dayatmaktadır. Patronların kâr oranlarını muhafaza etmek için bize aşırı enflasyonun bedelini ödeterek ve maaşlarla emekli maaşlarını düşük seviyede tutarak sömürüyü arttırmaya...

Devamını Oku

Kapitalist Sınırlar İnsanlığı Boğuyor

ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar sınırda cinayet işliyor Amerika Birleşik Devletleri’nde sığınma hakkına yönelik ilk saldırılar, selefleri Bush (Cumhuriyetçi Parti) ve Clinton’un (Demokrat Parti) Meksika sınırının askerileştirilmesinden sorumlu olduğu Obama (Demokrat Parti) tarafından yönetildi. 2019’da Trump (Cumhuriyetçi Parti), sınırdaki yönetim merkezlerinde randevu alarak talebinin işleme alınmasını beklemek için Meksika tarafında kalma yükümlülüğünü getirerek günlük taleplerin işlenmesini etkili bir şekilde sınırladı. Bir sığınma başvurusunun tamamlanması ortalama dört yıl sürmektedir. Kovid krizi, Trump’ın Mart 2020’de 42. Başlık’ı geçirmesine olanak tanıdı; böylece sığınmacılar da dahil olmak üzere tüm göçmenlerin geri gönderilmesine ve suçluların derhal sınır dışı edilmesine olanak tanındı. Başlık 42, 11 Mayıs 2023’te kaldırılana kadar 2020’den 2022’ye kadar 2,8 milyon kez kullanıldı. Sonuç olarak 660.000 göçmen Meksika tarafına akın etti. Biden yönetimi, Başlık 42’nin süresinin dolmasına izin verdi ve sınıra 1.500 asker daha konuşlandırdı. Selefinin aksine, Lopez Obrador’un Meksika hükümetiyle bir anlaşmaya varmak istiyordu; o, şimdi Meksikalı olmayan göçmenleri kurtarmayı kabul ediyordu. Demokrat Parti hükümeti, göç yönetimi nedeniyle Trump ve De Santis başta olmak üzere Cumhuriyetçi Parti tarafından ağır bir şekilde eleştirilmesine rağmen yine de göçmenlere yönelik baskıcı bir strateji uyguluyor. Zaten kısıtlayıcı olan 1980 tarihli sığınma başvuruları yasası yeniden çözülüyor; Biden, ülkeye yasa dışı yollardan giren ve başka eyaletlerden önceden talepte bulunmayan kişileri sığınma hakkından mahrum bırakmayı amaçlıyor; Trump’ın almadığı önlemler yerine koymayı başardı. Bu çeşitli önlemlerin yasadışı sınır geçişlerinin sayısı üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Öte yandan kaçak göçmenleri giderek daha...

Devamını Oku

Reims Kürt Demokratik Topluluğu Merkezi’nin Daveti Üzerine Düzenlenen Basın Toplantısındaki Açıklamamız

Öncelikle Rojava başta olmak üzere Kürt halkının öz örgütlenme ve öz savunma süreçlerine büyük saygı duyduğumuzu ve desteklediğimizi ifade edeceğim. Türk hava kuvvetleri birkaç gündür Rojava’yı bombalıyor. Aynı şekilde Putin’in Rus hükümetinin Ukraynalılara saldırmasının üzerinden bir buçuk yıldan fazla zaman geçti, bugün Dağlık Karabağ Ermenileri Azerbaycan devletinin saldırısından kaçıyor, şu anda İsrail Devleti Filistinlilere şiddetle saldırıyor . Zalimlere karşı mazlumların yanında olmamız gerekir. Kürtlerin Türk devletinin yanı sıra İran, Suriye ve Irak devletlerinin (geriye kalanlar için) saldırılarına karşı kendilerini savunma hakkını destekliyoruz. Tarihi liderleri Abdullah Öçalan, 24 yıldır Türkiye’de hücre hapsinde tutuluyor. Hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz, 31 aydır kendisinden haber alamıyoruz. Kürtler hiçbir emperyalist devlete (Fransız, Rus, Amerikan) güvenemezler. Tam tersine, Bolşevik Parti’nin 1916’da söylediği gibi, ” ezilen ulusların sosyalistleri, ezilen ulusun işçileri ile ezen ulusun işçileri arasında örgütsel düzeyde de dahil olmak üzere tam ve mutlak birliğin sağlanması ve geliştirilmesi için çaba göstermelidir.” .” Türk emperyalizmine karşı zafer ancak Kürt, Türk ve Arap işçilerin ittifakından doğabilir. Emperyalist ülkelerin ve aynı zamanda Batı Asya’nın işçilerini, ister pan-Arap ister dini olsun, tüm baskıcı rejimleri kesin olarak devirecek bir toplumsal devrime öncülük etmeye çağırmaktan çekinmemeliyiz. Aslında işçilerin, emekçilerin ve yoksul köylülerin seferber edilmesi Kürt toprak sahiplerine ve kapitalistlere de saldıracaktır. Biz şunun için varız: *) Emperyalist savaşların sonu *) Dünyanın dört bir yanındaki işçi örgütlerinin Kürt halkıyla dayanışması *) Başta Abdullah Öçalan olmak üzere Ortadoğu ve Avrupa’daki tüm Kürt siyasi...

Devamını Oku