Yazar: Hevi Güneş

Çanakkale’de “Aile Yılı” Temalı Yürüyüşe Karşı Kadınlardan Protesto: “Aile Yılı Değil, Direniş Yılı!”

Çanakkale’de 15 Mayıs 2025 tarihinde Valilik ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen “Aile Yılı” temalı yürüyüş, kadın örgütlerinin tepkisini çekti. Çanakkale Kadın Platformu, yürüyüşe karşı sokağa çıkarak “Aile Yılı Değil, Direniş Yılı!” sloganıyla alternatif bir eylem gerçekleştirdi. Kadın Platformu, yaptığı açıklamada “Aile” söyleminin iktidarın cinsiyetçi ve heteronormatif politikalarını meşrulaştırmak için kullanıldığını belirterek, bu anlayışın kadın cinayetlerini ve LGBTİ+ düşmanlığını derinleştirdiğini vurguladı. Eylemde, geçtiğimiz ekim ayında katledilen Tuğba Yavaş’ın ve 2025 yılı içerisinde öldürülen 173 kadının ismi anıldı. Kadınlar, artan erkek şiddetine ve devletin sessizliğine karşı alanlarda olduklarını ifade etti. “Sokakları gökkuşağı ve mora boyuyoruz!” diyerek yürüyen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ardından hızla artan kadın cinayetlerine dikkat çekti. Çanakkale Kadın Platformu adına yapılan açıklamada, “Bizleri aile içinde sessizliğe mahkûm etmeye çalışan bu zihniyete karşı, hayatlarımız için direniyoruz. Katledilen tüm kadınlar için buradayız” denildi. Sosyal medyada #AileYılıDeğilDirenişYılı etiketiyle paylaşılan eylem, birçok kullanıcıdan destek...

Devamını Oku

“Aile Yılı” Maskesi Altında Saldırı: Homofobiye, Transfobiye ve Kapitalist Aile Dayatmasına Karşı Direniş Yılı!

Çanakkale Valiliği, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımla 15 Mayıs “Uluslararası Aile Günü” programını duyurdu. Programda “Aile Yürüyüşü” adı verilen bir etkinlik de yer aldı. Çanakkale Pride, Çanakkale Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına “Aile Yılı Değiş, Direniş Yılı” yazılı pankart asarak valiliğin programına tepki gösterdi. Çanakkale Pride, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bugün Çanakkale’de Aile Yürüyüşü yapmak isteyenlere sesleniyoruz. Bizler biliyoruz ki bu yılın “Aile Yılı” ilan edilmesi, toplumun tamamını kapsayan bir iyileştirme çağrısı değil; aksine LGBTİ+ları dışlayan, hedef gösteren ve bizleri toplumsal yaşamdan silmeyi amaçlayan politikaların bir örtüsüdür. Anayasa değişikliği planlarıyla birlikte...

Devamını Oku

“Toplumsal Cinsiyet” Yasaklanamaz: Aile Devleti, Patriyarka ve Kapitalizmin Saldırılarına Karşı Emekçilerin Ezilenlerin Devrimci Cephesini Büyütelim

2 Mayıs 2025 tarihli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı genelgesiyle bir kez daha ilan edildi: “Toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimliği”, “cinsel yönelim”, “LGBT”, “kapsamlı cinsellik eğitimi” gibi ifadelerin kamusal belgelerde, eğitim programlarında ve sivil toplum işbirliklerinde kullanılmasına fiilen yasak getirildi. Genelge, Erdoğan rejiminin “2025 Aile Yılı” söylemiyle örtüşen bir şekilde aile kurumunu “toplumun temel taşı” ilan ederken, her türden cinsiyet eşitliği talebini, çocukların özgürleşmesini ve queer varoluşları tehdit olarak kodlamaktadır. Ancak bu saldırı sadece Erdoğan’ın ya da onun şahsında AKP rejiminin gerici-muhafazakâr politikalarının sonucu değildir. Bu, dünya genelinde yükselen ataerkil, homofobik, transfobik dalganın Türkiye’deki yankısından ibarettir. Emperyalist kapitalizmin çoklu...

Devamını Oku

İş, Aş, Özgürlük! Kahrolsun Heteroseksist Diktatörlük!

İş, Aş, Özgürlük! Kahrolsun Heteroseksist Diktatörlük! 2025’teyiz. Sermaye sınıfı kriz içinde debeleniyor. Erdoğan rejimi ise bu krizi, daha da baskıcı, daha da gerici politikalarla aşmaya çalışıyor. “Aile Yılı” ilanı, sadece bir kültürel propaganda değil; işçi sınıfının, kadınların ve LGBTİQ+ bireylerin kazanılmış haklarına karşı kapsamlı bir karşı-devrim programının ilanıdır. Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklerle, LGBTİQ+ varoluş açıkça hedefe konuyor. Taslakta: Zina yeniden suç kapsamına alınmak isteniyor, “Biyolojik cinsiyet” tanımı eklenerek trans kimlikler yok sayılıyor, Evlilik dışı birliktelikler kriminalize ediliyor, Medeni Kanun’dan “kadın ve erkek” dışındaki kimliklerin varlığı silinmek isteniyor. Bu sadece bir ahlak dayatması değil; heteroseksist patriyarkanın...

Devamını Oku

Asgari Ücret: Enflasyon Karşısında Buhar Olan Kağıt Parçası

Aralık sonunda belirlenen 22.104 TL’lik asgari ücret, daha işçinin cebine girmeden açlık sınırının altına düştü. TÜRK-İŞ’in Ocak 2025 açlık sınırı 22.131 TL’ye yükselirken, milyonlarca işçiye açlık dayatıldı. Üstelik TÜİK, sermaye sınıfına hizmet etmek için enflasyonu düşük göstermek adına her ay manipülatif veriler açıklıyor. Gerçek enflasyon TÜİK’in ilan ettiği %42 değil, ENAG verilerine göre %81! Gıda, sağlık, konut ve eğitim gibi temel ihtiyaçlardaki fiyat artışları işçilerin yaşam standartlarını doğrudan düşürüyor: Sağlık giderleri: Aylık %23,57 arttı (rekor artış!) Eğitim giderleri: Yıllık %99,93 (yani iki katına çıktı!) Hizmet sektörü enflasyonu: Aylık %10,3, diğer hizmetler %16,7 Konut giderleri: Yıllık %68,9 Bu tabloda en...

Devamını Oku