Günlerdir hepimizin gündeminde Maraş Depremi var. Depremin olduğu günden bugüne beceriksizliğini ve yönetememe krizini yeniden bizlere göstermiş olan devlet, hiç bir kuruluşuyla bu kriz sürecini yönetemiyor. Devletten hiç bir zaman icazet almadan, halkın politik sözünü halkla birlikte üreten devrimciler olarak bizler de depremden bir sonraki gün hemen bir takım dayanışmalar örgütleyerek İstanbul’dan ve Ankara’dan deprem bölgesine doğru yola çıktık. Arkadaşlarımız yol boyunca hava koşulları harici bir engellemeyle karşılaşmadı, çünkü bölgeye giden insanları engelleyebilecek bir görevli dahi şu an olduğu gibi enkaz bölgesinde yoktu. Sorunsuz bir şekilde Hatay’a ulaşan yoldaşlarımız hemen çadır kurmaya müsait bir alan belirleyerek örgütlediğimiz dayanışmaları Defne yerelindeki bir kaç mahallede halka ulaştırmaya başladı. Dün geceye kadar sorunsuz ilerleyen ve sürekli destek alan dayanışma çadırımıza bu gece bir saldırı oldu. Jandarma ekipleri çadıra gelerek içeride asılı olan mor bayrağı suç unsuru sayarak ve yaptığımız dayanışma çalışmalarının meşru olmadığını söyleyerek çadırın içinde bulunan materyalleri dağıtarak yoldaşlarımıza saldırdı. İlk günden beri dayanışma içerisinde olduğumuz Defne halkı ve yoldaşlarımız saldırıya karşı bir aradaydı. Ancak jandarma ekipleri yoldaşlarımız dışarıda ateş yakamak için çabaladığı sırada çadırı bıçaklarla keserek kullanılamaz hale getirdiler. Buradan bir kez daha seslenelim: Çadırlarımızı da kesseniz, üzerimize de saldırsanız biz buradayız ve hiç bir yere gitmiyoruz. Elleriniz kanlı, suçlusunuz ve katilsiniz.