Yeni Metal Fırtınalar İçin İleri!

Türkiye işçi sınıfının lokomotif motoru olan metal iş kolunda 180 bine yakın işçiyi ilgilendiren TİS (Toplu İş Sözleşmesi) süreci hızla greve doğru gidiyor. Uyuşmazlık nedeniyle arabuluculuk aşamasına gelen, patronların aparatlarından olan YHK (Yüksek Hakem Kurulu)’ndanda işçilerin taleplerine olumlu bir yanıt gelmedi. Ekim başında başlayan görüşmeler arabulucuya gitti, Ocak ayının sonunda metal işçileri için grev yolu görünmüş durumdadır. Türk-Metal 130 bin, Birleşik Metal 10 bin, Çelik-İş’te 40 bin işçi adına görüşme yürütmektedir. Renault, Tofaş, Mercedes, MAN, Arçelik, Bosch gibi Türkiye’nin ilk 50 şirketinin 20’sinde geçerli olacak sözleşmelerde her sendika ayrı ayrı taleplerde bulunmaktadır. MESS’in öne sunmuş olduğu talep ise işçileri yoksulluk ve sefalete mahkum edecek sözleşmedir. MESS ilk 6 ay için %6 zam, diğer her 6 ay için enflasyon, gece zammı için %10 artış önermektedir. Patronlar yalnızca sefalet ücreti dayatmakla kalmıyor, satın alma gücündeki düşüşü telafi etmeye bile yanaşmıyor.

Sendikaların talepleri ise şöyle:

Türk-Metal ilk 6 ay için saat ücreti 15 liranın altının önce 15.55’e çıkarılmasını (seyyanen 75 kuruş artış demek), sonra tüm saat ücretine %20 zam yapılmasını istiyor. Sosyal haklarda enflasyon kadar (%15.5); gece çalışmaya da %15 zam istedi. Sonraki her 6 ayda bir enflasyon +1, +2, +3 artış istiyor. Birleşik Metal-İş ilk 6 ay için %34 zam; sonraki her 6 ay için enflasyon +4, +5, +4 artış istiyor. Sendika, istenen artışın aylık 1.140 lira; sosyal haklar dahil edilince 1.400 lira tuttuğunu açıkladı.

MESS’in amacı bellidir: Verebileceği en düşük zam ve sosyal hakları vermek. Krizi bahane ederek dayatmış olduğu sefalet ücretinde olabildiğince ısrarcı olacak. MESS’in en büyük güvencesi hiç kuşkusuz Türk Sermaye devletidir. OHAL’i grev yasakları için kullandıklarını daha önce belirten Erdoğan, bugüne dek sayısız grevi “Milli güvenliğe tehtid” oluşturduğu gerekçesiyle yasakladı. Özellikle son 5 yılda grev yasakları olağan bir hâl almaya başladı. Türkiye’de şu an grevler yasal olarak serbesttir fakat fiili olarak illegaldir. MESS’in ikinci büyük güvencesi ise sermaye sınıfının aygıtı haline gelmiş “Sendikal bürokrasidir”.

Eğer grev yasağına uyulmaz ise, sendikal bürokrasi işçilerin öfkesini boşaltmak için bir iki protesto eylemi gerçekleştirip, uğradıkları haksızlıkları yasal yollarla arayacağını beyan ederek, işçileri çalışmaya davet ederler. Eğer işçilerden grev yasağını tanımayan fiili meşru bir eylemlilik başlarsa, önce direnişi kırmaya çalışır, o da olmazsa işçilerin kontrolünü kaybetmemek için mücadeleci pozlara bürünerek MESS ile oldu bittiye gelen, işçinin onayı olmadan bir sözleşme imzalanır. Oldu bittiye gelerek imzalanan sözleşme MESS’in talebinin biraz üzerinde gerçekleşir. Akabinde gelen süreçte grev yasaklarına meydan okuduk, boyun eğmedik, büyük zafer kazandık naraları atılır. Sendikal bürokrasinin sol kanadı hâline gelmiş Türkiye sosyalist hareketleri ise bu sahte zafer naralarının tellalığını yapar.

Metal İşçileri Greve Nasıl Hazırlanmalı?

Metal işçileri ne hükümete ne de sendikal bürokrasiye güvenmemelidirler. Çünkü ikisi de onların düşmanıdır. Metal işçilerinin tek güvencesi kendi oluşturacakları birliklerdir. Bugün birçok fabrikada grev havası vardır. MESS’in ortaya koyduğu sefalet ücreti dayatmalarına karşı protestolar düzenliyorlar. Sendikal bürokrasi de bu protesto eylemlerini desteklemektedir. Fakat olası grev yasağına karşı herhangi bir planı ve stratejisi yoktur. Sendikal bürokrasi, grev yasağına karşı gelişecek radikal bir işçi hareketinden korkmaktadır. Çünkü kontrol edemedikleri bir radikalliğe ulaşan işçi hareketi sendikal bürokrasiyi Türk sermaye devletiyle karşı karşıya getirecektir. Sendikal bürokrasi aynı zamanda işçilerin gözünde pasifist olmaktan korkmaktadır çünkü 2015’teki gibi kendilerine ve patronlara karşı büyük bir ayaklanma olmasından korkmaktadırlar. Bu korkusu sendikal bürokrasiyi işçilere karşı mücadeleci görünen ama devleti karşısına almadan oldu bittiye gelen bir sözleşme yapmaya zorlamaktadır. Bu koşullarda sınıf bilinçli işçilere büyük görev düşmektedir. Şimdiden grev komiteleri, taban komiteleri kurmak, grev yasağına karşı “isyan, grev, direniş” şiarını kuşanan bir hazırlık içine girmesi zorunluluktur. Bunun için de, 2015 yılındaki merkez üstü Renault olan metal fırtınadaki gibi taban komitelerinde örgütlenip, diğer iş yerleriyle eylem birliği oluşturacak komitelerde örgütlenmekten geçmektedir. Metal işçilerinin bunu gerçekleştirebilecek, gücü, deneyimi ve tecrübesi vardır. Yeter ki bu sürece hazırlanırken temel referansı 2015 yılındaki “Metal Fırtına” dersleri olsun.