Sudan’da Yanan İsyan Ateşi ve Enternasyonal Devrimci Görevler
Afrika’nın en büyük üçüncü ülkesi olan Sudan’da yayılan isyan ateşi, Ömer El Beşir diktatörlüğünü derinden sarsmaktadır. 1989 yılında darbeyle iktidara gelen Ömer El Beşir 30 yıldır ülkeyi demir yumrukla yönetmektedir. El Beşir diktasının uyguladığı neo-liberal dönüşüm programları yüzünden ülke derin bir ekonomik kriz içindedir. Bu kriz emekçi kitlelerde; işsizlik, güvencesizlik, açlık ve yoksulluğu büyütmektedir. Ekmek ve petrol fiyatlarına gelen rekor zamlarla, halk en temel besin kaynağı olan ekmeği temin edemez duruma gelmiştir. Bu durumda emekçi kitlelerde öfke patlamasına yol açmış; kısa sürede tüm ülke dengelerini alt üst edecek olan isyan ateşinin benzini olmuştur. İlk pretosto gösterileri 19 Aralık’ta ülkenin doğusundaki Atba şehrinde üçe katlanan ekmek fiyatları ve sürekli zamlanan akaryakıt fiyatlarına karşı ortaya çıktı. Binlerce insanın sokağa dökülmesiyle, çok kısa sürede isyan tüm ülkeye yayıldı. Devlet 20 Aralık’tan beri tüm okulları ve eğitim kurumlarını kapalı tutmaktadır. 28 Aralık’ta isyanı bastırmak için El Beşir diktası baskınlar gerçekleştirdi. Gözaltılar, tutuklamalar, işkenceler sürdü. 150’nin üzerinde yerleşim yerinde yüzlerce kişi El Beşir diktası tarafından katledildi. İnternet tamamen kapatıldı. Devlet kitle iletişim araçlarının kullanılmaması için üst düzey çaba sarf etmektedir. İnsanların kitlesel olarak bir araya getiren herşeyi yasaklamaktadır. Bunlardan biriside ülke genelinde yapılacak tüm düğün organizasyonları yasaklanmıştır. Çünkü tüm düğünlerde ve sokak gösterilerinde şu şarkı şöylenmektedir: “Ülkenin eşit olmasına ihtiyacımız var
Yeni bir Sudan’ın demokratik olmasına ihtiyacımız var
Ücretsiz eğitime ihtiyacımız var
Ücretsiz sağlığa ihtiyacımız var
Yeni bir altyapı sistemine ihtiyacımız var Beşir, seni artık istemiyoruz”
Tüm baskılara ve devlet terörüne rağmen isyanı bastıramayan El Beşir diktası, hükümeti fesh ederek bir yıl süreyle uygılanacak olan OHAL( Olağanüstü Hal) ilan etti. Eyaletlerdeki tüm valilerin yetkilerini iptal ederek, yerlerine askeri yetkilileri atamıştır. Sudan rejimi AB ve ABD tarafından desteklenmektedir. Kuzey Afrika’daki emperyalist manevraları için piyon işlevi görmektedir. Sudan rejimi AB ve ABD’den düzenli olarak ekonomik yardım almaktadır. Bu yardımları ve ülkenin tüm bütçesini güvenlik ve bağımsız harcamalara yatırmaktadır. El Beşir rejimi, AB’den aldığı ekonomik yardımın karşılığında, Afrika’dan AB’ye mülteci kamplarını durdurmak için tecrit kampları kurmaktadır. Ülkenin belli bölgelerini esirler kampına çevirmiştir. AB emperyalizmi Sudan’daki El Beşir diktasının işlediği tüm suçların ortağıdır. Sudan’da tüm devlet terörüne rağmen ayaklanarak El Beşir diktasında yönetme krizi yaşatan emekçi kitleler açık bir şekilde niyetlerini ortaya koymuşlardır. Emekçi kitleler artık El Beşir diktası altında yönetilmek istemiyor. Başka bir düzen, başka bir yönetim istemektedir. Sokak gösterilerinde; demokratik ve ekonomik taleplerini kitleler orataya koymuştur. Sudan’daki nesnel durumu şu şekilde tarifleyebiliriz: ” El Beşir diktası ülkeyi tüm devlet terörüne ve ağır baskıya rağmen eskisi gibi artık yönetmesi mümkün değildir. İçinden çıkılmaz bir yönetim krizi içindedir. Yıllardır etnik, mezhepsel, çatışmalar üzerinden birbirine kırdırılan Sudan emekçileri, sınıfsal temelli ekonomik ve demokratik talepleriyle, asgari bir birlik sağlamıştır. Ortaya koyduğu radikal eylem pratiğiylede eskisi gibi yönetilmek istemediğini dosta dülmana dektere etmiştir. Sudan’da yaşanan sürecin bir tek adı vardır: DEVRİMCİ DURUM
Enternasyonal Komünist Görevler
Bilinçli irademizle sahiplendiğimiz devrimci geleneğimizin en önemli devrimci doktorinlerinden olan geçiş programına dönecek olursak:” Sömürge ve yarı- sömürge ülkeler emperyalizmin dünya egemenliği koşullarında yaşarlar. Bu yüzden gelişmelerin birleşik bir niteliği vardır: en ilkel ekonomik biçimler, en gelişmiş kapitalist teknik ve kültürle içiçedir. Geri ülkeler proletaryasını belirleyen de budur: en basit talep olan ulusal bağımsızlık ve burjuva demokrasisinin kazanılması için verilen mücadele, dünya emperyalizmine karşı verilen sosyalist mücadele içiçedir. Bu mücadelede demokratik sloganlar, geçiş talepleri ve sosyalist devrimin görevleri ayrı tarihsel dönemlere bölünmüşlerdir, doğrudan doğruya birbirinden kaynaklanırlar. Çin proletaryası sendikaları ancak örgütlemeye başlamıştır ki Sovyetleri oluşturma zorunluluğu doğdu. Bu anlamda bu program, sömürge ve yarı sömürge ülkelere, en azından proletaryanın bağımsız bir yürütmeye yetenekli olduğu ülkelerde tamamıyla uygun düşmektedir.” 80 yıl önce kaleme alınmış bugünde yolumuzu aydınlatan niteliktedir. Sudan’da bugün yaşanan durumu tarifler niteliktedir. Sudan’da kitlelerin ortaya koyduğu asgari ekonomik ve demokratik talepler, devrimci durum yaratmakta, emperyalist odakların destekçisi diktatörlüğü sarsmaktadır. Bugün Sudan’da burjuva demokratik taleplerin kazanılması için verilen mücadele sosyalist devrimin nesnel koşullarınıda oluşturmaktadır. Bugün Sudan’daki devrimci işçi hareketinin önünde tarihsel bir sorumluluk vardır. Mevcut rejim ne ekonomik ne demokratik taleplerini karşılayacak durumda değildir. Ortaya sürülecek herhangi bir burjuva seçenekte kitlelerin acil ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte drğildir. İşçi sınıfı ancak kendi talepleri, kendi eylem programı ve kendi partisini inşa ederek kendi ihtiyaçlarına derman olabilir, El Beşir diktasını ve onun finansörü emperyalist ülkeleri ve burjuvaziyi alt edebilir. Bunun için sosyalist devrimin köprüsü olacak talepler etrafında proleter devrimci program dahilinde hareket eden bir siyasi önderliğin inşası zorunlu bir durumdur. Bunun yolunu açacak ve lokomotif motoru olacak kudrete sahip tek güç Sudan işçi sınıfıdır.
Sudan’da emekçi kitleler El-Beşir diktasının gidip yerine demokratik bir rejimin gelmesini istiyor. Bu talep El Beşir diktasına muhalif bir burjuva kliğin önderliğinde hayat bulamaz. Bunun için acil yapılacak olan; tüm ülke çapında işçi şuralarını, kırsalda köy şuralarını kurmaktan geçmektedir. Doğrudan demokrasi araçlarının inşasından bahsetmenin ve örgütleme seferberliği içine girmenin tam zamanıdır.
El Beşir diktasının devlet terörüne karşı emekçi kitleler öz savunma birliklerini ve işçi milislerinin kurulmasının propogandasını yapmak ve bunun inşası için örgütlenme seferberliğine girmek yaşam hakkı için olmazsa olmaz zorunluluktur.
En temel yaşamsal besin olan ekmeği bulmak dahi güç bir duruma düşmüştür. Açlık, yoksulluk, sefalet veba gibi türemektedir. Bunun için yapılması gereken zorunlu eylem programı; fabrika işgalleri, kırsalda toprak işgalleri ve bu işgallerin sonunda işçi denetiminde kamulaştırmaya girişmek.
Bu süreci sağlıklı bir şekilde yönetebilmek, proleter devrimle taçlandırabilmek için devrimci komünist partinin inşası olmazsa olmazdır.
Enternasyonal Dayanışmanın Önemi
Sudan’da süren ayaklanmanın zaferi için enternasyonal dayanışma çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Tüm enternasyonal işçi teşkilatlarının bu aykalanmayla dayanışmak ve El Beşir diktasının yenilgisini hedef alan enternasyonal eylem programı içine girmesi tarihsel bir görevdir. Sudan’da tüm ülkeye yayılan ayaklanma, dünya genelinde çeşitli gösterilerle destekleniyor: İngiltere’de Londra, Cardiff, Manchester, Liverpool ve Leicester; Fransa’da Paris, Lyon ve Marseille’de ve ayrıca Hollanda, Norveç ve ABD’nin New York kentinde destek gösterileri gerçekleşti.
Sudan destek gösterilerinin özellikle El Beşir diktasına destek veren, ülkelerde başlaması çok anlamlıdır. Dayanışma eylemleri somut talepler etrafında toplanarak Sudan isyanıyla dayanışma içinde olmak için uluslarası bir eylem komitesinde merkezileşmesi acil bir ihtiyaçtır.
Sudan isyanıyla dayanışmak için bizce şu talepler öne çıkartılmalıdır
* Sudan’daki isyanı destekleyin, dayanışma içinde bulunun
* Sudan’a devletler düzeyinde yapılan tüm yardımlar sonlandırılsın
* Ömer El Beşir diktasıyla yapılan tüm ticari, askeri anlaşmalar iptal edilsin
* AB ülkelerinin Sudan’la yaptığı mültecileri tecrit kampına hapseden anlaşmalar, uygulamalara son verilsin
* Diktatör Ömer El Beşir uluslarası savaş mahkemelerinde yargılansın