Komünist Devrimciliğin Bel Kemiği: Ajitasyon ve Propoganda
Propoganda, Latince’de “yayılacak şeyler” anlamına gelmektedir. Toplumun ya da belirli bir insan kümesinin tutum ve davranışlarını belirtmek ve istenen doğrultuda yönlendirmek amacıyla seçilmiş, fikir ve savların sistematik bir şekilde yazılı ve sözlü olarak anlatma etkinlikleridir. Propoganda sadece siyasal arenayla sınırlı değildir. Siyasal düşüncelerin yayılmasının dışında, dini inançların geniş kitlelere yayılması, psikolojik savaş yöntemleri, reklamcılık faaliyetleri, şirketlerin işçileri motive etmek için yürüttüğü faaliyetlere varıncaya dek gündelik hayatın birçok alanında kendisini var etmektedir. Özellikle Ekim devrimiyle birlikte 20. Yüzyılda siyasal propogandalar daha fazla önem kazanmış, soğuk savaş döneminde, propoganda yöntemlerinde büyük gelişmeler yaşanmıştır. Bu durumun sonucu olarak propaganda iç ve dış siyasetin önemli unsuru olmakla birlikte, psikolojik harbin de temel dayanaklarından birine dönüştü. Hitler’in Propoganda Bakanı Goebbels bu alanda en önemli figür olmakla birlikte, bugün de birçok burjuva devlet onun yöntemlerini kullanmaktadır. Goebbels’in yöntemi kitleleri sürekli üretilen yalan haberlerle bombardımana tabi tutarak, yalan imparatorluğu üzerinden toplumsal rıza üretmeye dayanmaktadır. Goebbels bu yalan imparatorluğunu şöyle tariflemekteydi:” Yeterince büyük bir yalan şöylerseniz ve tekrar ederseniz bu yalanın sürekliliğini sağlarsanız, insanlar sonunda buna inanmaya başlayacaktır. Yalan, halkın yalanın siyasi, ekonomik ve askeri sonuçlarından devlet tarafından korunabilmesi için muhafaza edilebilir. Dolayısıyla devlet, muhalefeti bastırmak için tüm güçlerini kullanması açısından yalan hayati bir önem taşımaktadır. Çünkü gerçek doğru yoldur ve buda devletin en büyük düşmanıdır.” Tüm burjuva devletler doğaları gereği kendilerini yalan imparatorluğu üzerinden var ederler. Küçük bir azınlığın, toplumun geri kalanın üzerinde kurduğu diktatörlüğü sürdürmenin...
Devamını Oku