Yazar: Candemir Zeytin

MESEM ve Çocuk İşçiliği

Kapitalist üretimin vazgeçilmezlerinden birisi de çocuk emeğidir. Çünkü ucuzdur ve meslek öğretme kılıfına sokulup aklanabilir. Yine kapitalizmin yarattığı çeşitli şeyler sonucu okulun kapısı yüzlerine kapanan çocukların son çaresi MESEM’dir. Burada “umutsuz vaka” olan çocuklar bir yetişkinle eşit saatlerde çalışır ama asgari ücretin yarısını bile alamazlar. Sabah patronları için uyanır, akşam patronları için yatarlar. Haftanın dört günü üzerinde söz sahibi olmadıkları ürünleri patronlarının kârı için üretirler, 1 gün ise okula gelip normal bir çocuk olmaya hakları vardır. Çocuk olarak sistemin işlemesini ve patronların daha çok kazanmasını sağlarlar çünkü yaşamak için buna mecburdurlar. Eğitim yolu onlara kapalıdır, bu saatten sonra ya...

Devamını Oku

Maltepe Belediye İşçilerine Polis Saldırısı

Hak, hukuk ve adalet kavramlarını dilinden eksik etmeyen, taşeron çalışmanın her fırsatta kaldırılması gerektiğini savunan, işçi haklarına saygılı olduğunu, herkes için demokrasi istediğini idda eden CHP’nin, işçiler söz konusu olunca AKP’den hiç farkı kalmamaktadır. Kendi yönetimlerindeki belediye işçilerine kan kusturup tüm haksızlık ve hukuksuzlukları gözünü kırpmadan yaparlar. Bunun son örneği CHP yönetiminde olan Maltepe belediye işçilerine karşı gerçekleşmiştir. Maltepe Belediyesi bünyesinde çalışan ve 6 Ekim günü işten atılan DİSK/Genel-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Yöneticisi Alkan Okuducu’ya destek veren 3 işçi de işten çıkarıldı. Genel-İş Maltepe Temizlik İşçileri Temsilcisi Ali Sönmez ve Serkan Bal ile İşçi Gürsel Kahraman işten...

Devamını Oku

Bir Şüpheli Ölüm ve Düşündürdükleri

Gün geçmiyor ki kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, istismar haberleri gelmesin. Son yıllarda birçok kadın cinayeti intihar süsü verilerek, geçiştirilmeye kapatılmaya çalışılmaktadır. Ancak kadın örgütleri bunun üzerine düştüğünde, kamuoyu oluşturduğunda cinayet soruşturması gerçekleşmekmektedir. Bunun son örneği Şule Çet davasında kendidini gösterdi. Önce intihar diye geçiştirilmeye çalışıldı, kadın örgütleri olayın takipçisi olup kamuoyu oluşturunca, zanlılar ağırlaştırılmış müebbetle tutuklu olarak yargılanmaya başladı. Buna benzer şüpheli ve pis kokular salan bir kadın ölümü daha gerçekleşti. AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde bir yıldır çalışan Özbekistan vatandaşı 23 yaşındaki Nadira Kadirova, şüpheli bir şekilde öldü. AKP milletvekili Şirin Ünal’ın silahıyla ölen, Nadira Kadirova’nın intihar ettiği idda edilerek, ölüm nedeni hakkında soruşturma gerçekleştirilmeden ölüm kapatılmaya çalışılmaktadır. Otopsi işlemleri bizzat Şirin Ünal’ın şöförü tarafından takip edildi, normal şartlarda Adli Tıp’ta uzun süren işlemler jet hızıyla bir günde tamalandı. Nadira Kadirova ile ölümünden bir gün önce konuşan arkadaşı Leyla Niyazova, çarpıcı iddialarda bulundu. Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre; Niyazova, şunları anlattı: “22 Eylül’ü 23 Eylül’e bağlayan gece beni aradı, iki saat konuştuk. Çok ağlıyordu. ‘Leyla, ben çok yoruldum, her şeyden bıktım’ dedi. Ne oldu diye sorduğumda ‘anlatamıyorum’ deyip ağlıyordu. Ben kendimi öldüreceğim dedi. Biri kötü mü davranıyor diye sordum. Sıkıldım dedi. 17 Eylül’de yanıma gelecekti. Patronumun kızı izin vermedi dedi. ‘Garibanım’ diye her şey üzerime geliyor diye konuştu. Israrla ne olduğunu sorunca, ‘Bundan iki hafta önce odada yatıyordum. Patronum içeri girdi, kapıyı kilitledi ve arkama yattı,...

Devamını Oku

Bir Devlet Geleneği Olarak 6-7 Eylül Pogromu

Derin Devlet mi? Burjuva Devletinin Kendisi mi? TC kuruluşundan bugüne değin tek dil, tek devlet, tek millet ideolojisini dayattı. Kendi ideolojik varlığını bununla sağlamaya çalıştı. Kimi zaman gayrimüslimlere, kimi zaman Alevilere, yıllardır da Kürtlere, kısacası kendi profiline uymayan her ulusu, etnik yapıyı, inanç gruplarını, siyasi özneleri bir devlet politikası olarak ötekileştirdi. Asimile etmeye, Türkleştirmeye çalıştı. Bu devlet politikasında uzun yıllar ısrar eden TC hiçbir zaman toplumu tek tipleştirmeyi başaramadı. Her zaman bilindik yöntemleri uygulayarak, sürekli olarak ötekileştirdiği grupları “dış mihrakların etkisiyle hareket eden bozguncular” olarak hedef gösterdi. Bunun kronolojik sırası o kadar uzun ki, hepsini incelemek için ayrı bir...

Devamını Oku

İdlib Katliamı: Esad Rejimin Niteliği

4 Nisan’da Suriye’nin İdlib şehrinde 112 Suriyeli klor gazlı kimyasal silahlar ile öldürüldü ve bu lanetli savaş dahilinde insanlığın gelecek kuşaklara açıklayamayacağı bir katliam daha yaşandı. Batı ve Türk medyasına göre bu katliamı yapan Beşşar Esad ile onun Baas rejimi. Ancak Rusya ve rejimin açıklamaları silahların muhaliflere ait olduğu yönünde. İki tarafın da birbirini yalanladığı ve farklı deliller gösterdiği bölgede gerçek bir devrimci haber ağının olmayışı devrimci Marksistleri mevcut kaynaklara şüpheci yaklaşmaya iterken, diğer yandan ulusalcı solu da inanmak istediğine inanmaya itiyor. Zira Trump kontrolündeki yeni ABD yönetiminin haberler ardından sert tepkisi ve akabinde rejim güçlerine füze saldırıları ulusalcı...

Devamını Oku
  • 1
  • 2