Seçim Sirkinin Seçmeni Değil Sınıf Savaşının Militanı Ol!
31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Ülke gündeminin merkezine yerel seçimler oturmuş durumda. Aday tanıtımları, aday vaatleri havalarda uçuşuyor. Mahallede, sokakta, okulda, çarşıda, pazarda, sosyal medyada, TV’de, radyoda sürekli olarak adayların vaatleri ve projeleri karşımıza çıkıyor. Burjuvazinin demokrasi sirki son derece aktif bir şekilde işlemektedir. Emekçilere ve ezilenlere bu demokrasi aldatmacasının seçmeni olması vaaz edilmektedir. Diğer seçimlere nazaran, bu seçimlerdeki politik atmosfer oldukça düşük vaziyette ilerlemektedir. Siyaset değil, adayların projeleri, vaatleri yani yalanları yarışmaktadır. 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde burjuva muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun amigoluğunu yapıp, bağımsız bir tutum almaktan ısrarla kaçan sosyalist sol, bu seçimlerde adaylar enflasyonu yaratmaktadır. Sosyalist solun 2024 yerel seçimlerinde takınmış olduğu tutumu özetlersek şunu net bir şekilde şöyleyebiliriz: Dayanışma ve Birlik yerini dar grupçuluğa bırakmakta, sınıfa sosyalist siyaset taşımak yerini sosyal belediyecilik projeleri ve reformizme bırakmaktadır. DEM Parti cephesinde de esasa dair durum pek farklı değildir. Bu makalemizde, seçim, demokrasi, diktatörlük ve devlet kavramlarını devrimci marksist bir perspektifle açıp, burjuva demokrasisinin neyin örtüsü olduğunu masaya yatırıp, işçi demokrasisi alternatifini öne çıkartacağız. Düzen cephesinde nelerin olduğunu, düzen muhalefetinin ne durumda olduğunu, dağılan Millet İttifakı ve mevcut tabloyu ele alacağız. Yerel seçimlerin Kuzey Kürdistan’da nasıl bir yansımaya sahip olduğunu, DEM Parti’nin seçim programını irdeleyip, Üçüncü yol stratejisinin açmazlarını ele alacağız. Sosyalist Solun içinde bulunduğu sosyal belediyecilik ve reformizm projeleriyle hesaplaşma içinde olup seçim gündemine dair Enternasyonal Komünist perspektifler sunma gayreti içinde olacağız. Bu makalemizi yayınlama amacımız salt...
Devamını Oku