AKP’nin yerel yönetimlerden sorumlu başkan yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin gündeme getirdiği yerel yönetimler reformu ile ilgili mecliste çalışmalar tamamlandı. Hazırlanan tasarı, Kürt halkının tüm demokratik kazanımlarına karşı topyeküm bir saldırıyı içermektedir. Tasarıya göre; “Teröre” destek veren tüm belediye başkanları ve belediye yönetimleri görevden alınıp, yerine merkezden bürokratlar atanacak. 21 Belediye Başkanı ve İl Genel Meclis Üyesi tutuklandı veya görevden uzaklaştırıldı. 7 Haziran seçim yenilgisinden sonra Erdoğan diktatörlüğü,Kürt halkına karşı başlattığı sömürgeci savaşa ara vermeden devam etmektedir. 90’lı yıllarda kırsal bölgelerde yürütülen kirli savaş bugün kent merkezlerine taşınmıştır. Kürt kentlerini işgal edilmiş Ortadoğu kentlerine çeviren, kentleri boşaltan Erdoğan rejimi, bununla yetinmeyip büyük mücadeler ile parlamentoda kendisini temsil eden HDP’li vekillerin dokunılmazlıklarını kaldırıp, parlamento dışına atma sürecine girmiştir. Özgür Gündem gibi kürt halkının sesini duyuran gazete ve medya kuruluşlarına ağır bir baskı altına alıp, susturma sindirme operasyonu başlatmıştır. Son olarak da %90’lar gibi ezici bir zaferle belediyeleri kazanan DBP’li seçilmiş adayları kayyum adı altında gerçekleşen darbe ile görevden alıp, yerine sarayın emir ve talimatlarına bağlı bürokratları atamaktadır. AKP seçimle yapamadığını kayyum ile yapmaya çalışmaktadır. Kayyum operasyonuna karşı DBP’li Belediye Başkanlarından; “Seçimle geldik, talimatla gitmeyeceğiz” açıklaması geldi. HDP, Kürt halkını belediyelerine sahip çıkmaya, atanmış Belediye başkanlarını tanımamaya çağardı. Erdoğan diktatörlüğü bu politikası ile Kürt illerinde savaşı sürekli kılma ve Kürt halkının bugüne kadar büyük bedellerle kazandığı demokratik hakları gasp etmeyi hedeflemektedir. Devlet iktidarının tüm gücünü ve yetkisini kendi şahsına toplamayı mutlak amaç edinen Erdoğan, kendine muhalefet oluşturabilecek tüm kesimleri etkisiz hâle getirmek için tüm gücüyle çalışmaktadır.
Sonuç Yerine
HDP’li vekillerin parlamentodan atılması, belediyelerine kayyum atanması Erdoğan’ın diktatörlüğünü güçlendirmektedir. Erdoğan diktatörlüğü güç kazandıkça, tüm demokratik, sosyal kazanımlar hızlı bir şekilde gitmekte, toplumsal muhalefetin tamamı etkisiz hâle getirilmektedir. Bu durumdan yine emekçi halklar etkilenmektedir. Savaş politikaları yıkım, kan, gözyaşı, halklar arasında düşmanlık, işsizlik, zam olarak dönmektedir. Her düzen, kendi mezar kazıcıları olan, o düzenin mağdurları tarafından yıkılmadan yıkılmaz. Kiralık işçilik, kıdem tazminatının gaspı, bireysel emeklilik sistemi ile tüm geleceği elinden alınan işçi sınıfı ile yaşadığı topraklarda cehennem ateşi yakılmış Kürt yoksulları bu düzenin gerçek mezar kazıcılarıdır. Çünkü Erdoğan rejiminin mağdurları bunlardır. Her geçen gün derinleşen ekonomik ve siyasal krizden Erdoğan rejimi kurtulamayacaktır. Sosyal patlamalar er ya geç gelecektir. Önümüzde iki seçenek çıkmaktadır :”Ya bu patlamalar ırk,din temelli kutuplaşmalar ekseninde gelişecek, düzenin mağdurları birbirleriyle çatışacak yada sınıf temelli bir birleşik cephe inşa edilip, saray saltanatına karşı ulaşılmaz bir sınıf savaşı verilecektir.”
Bugünden işçi sınıfının birleşik cephesini inşa etmek dışında önümüzde seçenek yoktur. Aksi halde kendi yokoluşumuzu izlemek zorunda kalacağız.
Garbis Reçber
Haziran 2016