Yeryüzündeki yaşamın varoluş temelini tahrip eden, rekabete odaklanmış bugünkü kapitalist sistem tüm canlıların yaşam hakkına zarar vermektedir. Sermaye sınıfının kâr hırsı, insanlığın ve tüm canlıların hayat kaynağı olan temiz suyu tehdit altına sokmaktadır.
BM(Birleşmiş Milletler)’in Mart ayında yayınladığı 2016 Dünya Su Gelişim Raporuna göre; gelecek 15 yılda su kaynaklarının yarısı yok olma tehdidi altında. Aynı raporun devamında, dünyada yaklaşık 748 milyon kişi ıslah edilmemiş su kaynağına ulaşamazken, 1.8 milyon insanın içme suyuna kanalizasyon suyu karıştığı tahmin edilmektedir.
DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre, suyun güvenilir kaynaklardan elde edilmemesinin sonucunda her yıl 2 milyon insan hastalıktan ölmektedir. Esnek, güvencesiz, kuralsız çalışma ile işçi sınıfını köleleştiren kapitalizm, kâr hırsı nedeniyle çevreyi de katletmeye devam etmektedir. Fosil yakıt kullanımı,nükleer atıklar, Hidro Elektrik Santralleri gibi birçok nedenden doğa tahrip edilmektedir.. Akarsu debileri küresel ısınma ve aşırı tüketim nedeniyle azalmaktadır. Su kaynakları azaldıkça,sermaye düzeni bu durumu kendi lehine çevirmektedir. Şehir merkezlerinde evlerimize gelen su, içilmez durumdadır. Bunun sonucu olarak her mahallede türeyen su şirketlerinin bayilerinin sayıları artmaktadır. En temel yaşam kaynağımız önce gasp edilmekte, ardından bize satılmaktadır. Çünkü kapitalizm, doğal kaynakların özel mülkiyete geçirilmesiyle ayakta kalabilmektedir. Dünyada yaşanan ekolojik krizin temel nedeni budur. Kapitalizm yalnızca işçileri sömürmemektedir. Doğayı da sömürmektedir. Ekoloji sorunu çevreci patronlar ile değil, işçi sınıfının mücadelesi ile çözülecektir. Doğal kaynakların ve tüm üretim araçlarının üzerinde ki, özel mülkiyet kalkmadan insanlığı bekleyen bu ölümcül tehlike tamamen ortadan kalkmayacaktır.
Kapitalizm öldürür! Kapitalizmi öldürelim!
Doğal kaynaklar üzerindeki sermaye tahakkümü ancak kapitalizm yıkıldığında son bulacak !
Gamze Kocabayır
Haziran 2016