17 Haziran 2021 günü HDP İzmir İl örgütüne yapılan silahlı saldırı sonucu, parti çalışanı Deniz Poyraz katledildi. Saldırı için HDP’li yöneticilerin toplantı yapacağı ayrıca İzmir milletvekili Serpil Kemalbay’ın katılacağı, Beyza Üstün’ün “Doğayı, Emeği, Yaşamı korumak” kitabının imza günü seçildi. Katilin amacı seri cinayetler işlemekti, fakat olay yerine erken geldiği için bu amacına ulaşamadı. Katilin sosyal medya hesabı incelendiğinde cinayetin arka planına dair çok fazla veri sunmaktaydı. Katilin sosyal medya hesabında katliam planladığını çok açık şekilde beyan etmekteydi. Kürtlere ve Ermenilere karşı ırkçı, faşist söylemler, küfürler ve ölüm tehditleri havalarda uçuşmaktaydı. Katilin sosyal medya hesabında dikkat çeken bir diğer özelliği ise Suriye’de cihatçı çetelerle birlikte cephede çekilmiş fotoğraflarının olmasıydı. Bu fotoğraflarda ilk göze çarpan olgu katilin TSK envanterlerindeki silahlarla ve TSK askeri kamuflajının üzerinde olması, bozkurt işareti yapmasıydı. Erdoğan rejimi altında uzunca bir süredir HDP binalarının önüne seyyar karakollar kurulmakta, parti binalarına giren çıkanlar sürekli fişlenmekte, en küçük bir eylem, toplantı gösteri olunca polis anında müdahale etmekteydi. Ne tesadüftür ki, cinayetin gerçekleştiği gün HDP önündeki seyyar karakol kaldırılmış, katil elini kolunu sallayarak parti binasına girerek cinayet işlemişti. Erdoğan yanlısı medya saldırıyı çatışma olarak sundu. İzmir Valiliği’ne göre ise katil sağlık çalışanıymış ve psikolojik rahatsızlıkları varmış. Polisin olay yerindeki tüm kamera kayıtlarını sildiği bilgisi medyaya düştü. Katilin ilk ifadesi; ” Kimseyle bir bağlantım yok PKK’den nefret ettiğim için binaya girdim rastgele ateş ettim.” Katil cinayet sonrası olay yerinden fotoğraflar çekip kendi sosyal medyasında paylaşmakta, gözaltındayken gelen yorumları beğenmekteydi. Katille ilgili bu verileri incelediğimizde şu sonuca varmaktayız. Katil devletin yetiştirdiği faşist bir tetikçidir. Tarihsel belleğimiz bize şunu öğretmiştir: Faşist tetikçiler asla kendi başlarına hareket geçmezler. Devletin kolluk güçlerinin nezaretinde veya onların önünü açmasıyla harekete geçer. Yaşanan olay ne münferit bir cinayettir nede provokatif bir girişimdir. Yaşanan olay faşist bir katliamdır, azmettiricisi ise devlettir.
Erdoğan rejiminin Başkanlık sistemi hedefine yürüyüşteki en büyük engel olarak karşısına HDP çıkmıştı. 7 Haziran seçim yenilgisinden bugüne HDP’ye ve Kürt halkına karşı durmak bilmeyen saldırılar gerçekleşti. Katliamlar, cinayetler, devlet baskısı, tutuklamalar, Belediyelere atanan kayyumlar, son olarak da HDP’ye açılan kapatma davası…
HDP sürekli olarak hedef gösterilmekte, Kürt halkının tüm kazanımları ve ulusal demokratik taleplerine saldırmakta, sistematik olarak kriminalize edilerek yalnızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Erdoğan, HDP ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olan tüm toplumsal muhalefete karşıda aynı tutumu sergilemekle birlikte, kendisine muhalif olan, Cumhur İttifakında yer almayan düzen partileri dahi HDP ile işbirliği içinde olmakla suçlanarak terör destekçisi ilan edilmekten geri durmadı. Bu tutum üzerinden ultra milliyetçi dalga üreterek kendisine siyasal meşruiyet alanı yaratmaya çalıştı. Bu cinayette 7 Haziran’dan bugüne HDP’ye ve toplumsal muhalefete yöneltilen sistematik saldırıların parçalarıdır. Erdoğan-Bahçeli ittifakının HDP’yi sürekli kriminalize etmesine, bu milliyetçi faşist furyaya alkış tutan, onun karşısına dikilme cüretini göstermeyen her kesim bu cinayetin azmettiricisidir. Bu cinayet HDP özelinde Kürt halkına, devrimci güçlere, işçi sınıfına ve tüm toplumsal muhalefete karşı açık bir gözdağıdır. Erdoğan rejiminin korku imparatorluğunu egemen kılma ihtiyacının ürünüdür. Erdoğan rejimini ekonomik kriz sarsıyor. İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığının Covid-19’dan hızlı yayılıyor. Türk Lirası döviz karşısında önlenemez eriyişi ve ekonomik yıkıma dair en asgari düzeyde çözüm programının olmaması toplumsal rıza üretebilme yetisini kaybetmesine neden olmaktadır. Kendi doğal tabanı olan muhafazakar emekçi kitlelerde her geçen gün AKP’den kopmaktadır. 2014 yılına kadar tek başına %50’leri bulan oy oranları her geçen yıl erime sürecine girmiştir. Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte MHP’ye olan bağımlılığı her geçen gün artış göstermektedir. AKP’ye yakın anket şirketlerinin sonuçlarında dahi AKP-MHP %50’lere ulaşamamaktadır. Erdoğan rejimi her ne kadar tek adamlık bir sistem kurmaya çalışsa da, sistem AKP-MHP koalisyonuna evrildi. Erdoğan’ın bu denklemde manevra alanı oldukça daraldı. Sedat Peker’in videolarıyla birlikte tüm kirli çamaşırları milyonların gözüne sokulmaya başlandı. AKP içinde de klikler kavgası dışarıdan da izlenebilecek, takip edilebilir bir noktaya evrildi. Erdoğan rejimi her açıdan açmazlarla boğuşmaktadır. Bugünkü konjektürde erken seçime gitmesi mümkün değildir. Her alanda yaşanan iktidardaki çürüme Erdoğan rejiminin sonunu hazırlamaktadır. Erdoğan rejiminin iktidarını devam ettirebilmesi için devlet terörü dışında bir alternatifi yoktur. Gerek kendi partisi içindeki klikler kavgasının derinleşmesini engellemek için gerekse de kendi tabanında toplumsal rıza üretebilmek için milliyetçi, faşist bir dalga eşliğinde korku atmosferini yaratmak zorunda.
Erdoğan rejimi bütün kurumları, devlet aygıtları, kendisini var eden ilişki ağlarıyla bir bütün olarak çete ve terör devletidir. Kendi propaganda bakanlığına dönmüş medyası, sürekli toplumsal muhalefetin her kesimini hedef göstererek çete ve terör rejiminin yalan imparatorluğuna hayat vermektedir. Hukuk ve yargı kurumları ise Erdoğan rejiminin tüm muhalefetini etkisiz hâle getirmek için kullandığı kırbaca dönmüştür. Olağanüstü yetkilere sahip AKP’nin milis kuvvetlerine dönmüş kolluk kuvvetleri( ordu, polis) emekçi halklar üzerinde cebir, şiddet, baskı, katliamlar gerçekleştirerek Erdoğan rejiminin siyasal amaçlarının hayat bulmasını sağlamaktadır. Erdoğan rejimi Suriye iç savaşının patlak vermesinden bugüne cihatçı terör örgütlerini besleyip büyütmektedir. Erdoğan rejimi Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’daki tüm emperyâl hedefleri için cihatçı terör örgütlerini desteklemiştir. Onlara finansal destek sağlamakta, maaş bağlamakta, tırlar dolusu silahlar göndermekte, Sadat aracılığıyla onları eğitimden geçirmektedir. Cihatçı terör örgütleri sadece dışarıda değil içeride de kaosa, teröre ihtiyaç duyduğu oranda kullanmaktadır. 7 Haziran-1 Kasım arasındaki zaman dilimi bu duruma örnektir. AKP uzunca bir süredir illegal oluşumlarla, çetelerle, cihatçı terör örgütleriyle, kontrgerilla artıklarıyla, Sadat gibi kendi öz oluşumlarıyla yoğun bir mesai içerisinde olduğu bilinen bir gerçektir. Kısa bir zaman önce bizzat Erdoğan’ın ağzından 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası yaşanan provokasyonu hatırlatarak muhalefeti alelen tehdit etmiştir. İzmir’deki faşist saldırı sonrası Erdoğan’ın yeni bir kaos ortamına girebileceği, 7 Haziran-1 Kasım dönemine benzer bir süreç yaşanma ihtimalinden sıkça bahsedildi. Bu ihtimaller komplo teorileri olmamakla birlikte reel ihtimallerdir. Fakat bu reel ihtimallere karşı sokağa çıkmayın, provokasyona gelmeyin safsatası yaygın şekilde dile getirilmeye başlandı. Bu safsataları savunmak toplumsal bir çaresizlik üretmenin, Erdoğan rejiminin korku imparatorluğunu büyütmeye yardımcı olmanın adıdır. Erdoğan rejiminin kaos planlarını da, bütün saldırılarını da bertaraf etmenin yolu güçlü kitlesel eylemlerden geçmektedir. Kitlelerin doğrudan eylemleri yerine seçim sandığını ikame etmek toplumsal çaresizlik ve umutsuzluk üretmenin adıdır. Erdoğan rejiminin yaşadığı bu çürüme ve barbarlaşma emperyalist-kapitalist sistemin çürümesinden bağımsız değildir. Küresel düzeyde tel tel dökülen, hızla otoriterleşen, baskı aygıtlarında sürekli vites yükselten insanlığı barbarlık içinde koşar adımlarla yok oluşa sürükleyen bir sistem var. Geriye dönülebilecek bir kapitalizm yok. Aynı şekilde Erdoğan sonrası demokratik kapitalist bir Türkiye’de yok. Kapitalizmi aşmadan en temel hak ve hürriyetlere dahi kavuşma imkanımız yoktur. Bu barbarlığa karşı tek savunma hattı emekçilerin ve ezilenlerin enternasyonalist devrimci mücadelesidir.
HDP’ye Yönelik Faşist Saldırı ve Düşündürdükleri
50 Mg'lık Viagra
sağlık bakanlığı onaylı viagra satış sitesi
cialis 20 mg eczane satış fiyatı
Eczanede Satılan Cinsel Gücü Artıran İlaçlar
En İyi Cinsel Performans Arttırıcı İlaç
eczanede satılan cinsel güç arttıran ilaçlar
viagra fiyatı
cialis eczane fiyatı
Viagra Eczane Satış Fiyat
En İyi Cinsel Performans Arttırıcı İlaç Hangisi
cinsel gücü artıran ilaçlar
4 lü viagra kaç para