Dün İstanbul’da yaşanan bombalı saldırı, geçmişten de bildiğimiz gibi AKP’nin seçim çalışmalarının startını verdiği bir saldırıydı. Her şeyin son derece düzmece olduğu, aynı saatlerde Soylu’nun Suriye’de cihatçıların mitinginde olması, Erdoğan’ın yaşanan olaya rağmen Endonezya gezisini iptal etmeyerek yeniden ölen insanları rakam olarak nitelemesi ve kuru bir geçmiş olsunla olayı kapatması, alışagelmiş ve tamamen ezber ifadelerle yapılan ucuz kahramanlık ifadeleri yaşanan bu saldırının kendisini son derece açığa çıkarıyor. Saldırı haberini alır almaz devletin ezberini kendi lügatına son derece sağlam bir şekilde oturtmuş ve bu ezberle hareket etmenin devrimcilik olduğu rüyasına kapılan ekipler ise devletten önce onun ezberiyle faili bulup bir de hedef göstererek açıklamalar yayınlıyor. Devletin “makul” komünistleri ya da faşizmi sadece kınayanlar halkın refahından ya da bu saldırıların oluşmaması için verilen mücadeleden yoksunken, bu mücadeleye karşı son derece uzakken yapılan açıklamaların hiç bir meşruiyeti kalmıyor. Bu saydıklarımız bir yana, Zafer Partisi’nden taciz faili Adem Taşkaya Avukat Jiyan Tosun’u hedef göstererek saldırıyı onun yaptığına dair tweet atarak Jiyan Tosun’u hedef haline getirdi. Bizler bu hedef gösterme pratiğini bizzat kendi yaşamlarımızdan biliyoruz. Kürt halkını terörize etmeye çalışan, hedef gösteren bu zihniyet yalnızca yargı önünde değil, kürt halkının önünde hesap vermelidir. Bizler komünistler olarak açıkca ifade ediyoruz ki: Bu saldırı geçmişte yaşadığımız saldırılar silsilesinin bir devamcısı olarak burjuva devletin bir senaryosudur. Bu saldırıların sonu Türkiye ve Kürdistan halklarına acı olarak geri dönüyorken, iktidar için bir oy devşirme alanı haline geliyor. Bizlerin en acil görevi fail aramak ya da makul olmak değil, iktidarın katliamcı politikasına geçit vermeyerek 2015-16 süreçlerini yeniden yaşamayı önlemek ve devrim mücadelesini daha da ileriye taşımak olcaktır.
Kurtuluşumuz için tek yol devrim!