Erdoğan rejiminin emekçi kitleleri sefalete sürükleyen ekonomik yıkım politikaları, içeride ve dışarıda dur durak bilmez savaş politikaları yürütmektedir. Buna paralel olarak tüm toplumsal muhalefete karşı ağır baskı oluşturmaktadır. Gözaltılar, tutuklamalar, yasaklar, gündelik hayatın olağan durumuna dönüşmektedir. Son süreçte özellikle HDP ‘ye ve sosyalist sola karşı siyasal soykırım faaliyeti yürütülmektedir. 11 Eylül’de İstanbul merkezli yapılan operasyonda 17 ESP’li tutuklanmıştır. Hemen ardından HDP ve İsimsizler hareketi kapsamında HDP’li eski milletvekilleri, parti yöneticileri, belediye başkanları tutuklanmıştır. Bu operasyon kapsamında sosyalist soldan birçok kişi gözaltı ve tutuklamalara maruz kalmıştır. Bu operasyonların bir devamı olarak 7 Ekim sabahı ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, SGDF Eş Başkanı Alev Özkiraz, ETHA muhabiri Pınar Gayıp’ında aralarında bulunduğu 19 sosyalist gözaltına alındı. Bu operasyonlar tüm toplumsal muhalefete karşı verilen bir gözdağıdır. Hiçbir muhalefeti kaldıramaz düzeyde olan Erdoğan rejimi, tüm toplumsal muhalefeti lav etmeye, hiçbir aykırı sesin çıkmamasını sağlamaya çalışmaktadır. Çürümüş cesete dönmüş Erdoğan rejimi her geçen gün tel tel dökülmektedir. Yaralı bir domuz gibi toplumsal muhalefete saldırmaktadır. Bu saldırıların ana hedefini Kürt siyasi hareketi ve sosyalist sol oluşturmaktadır. Erdoğan rejiminin unuttuğu gerçek şudur ki; Türk sermaye devleti bir asırdan fazla bir zamandır, sosyalist harekete ve Kürt hareketine karşı sürekli saldırı içerisindedir. Her geniş kapsamlı operasyondan sonra, sosyalist solun ve Kürt hareketinin bittiğinin vaazını vermiştir. Lakin hiçbir zaman bitmemekle birlikte kimi zaman daha da güçlenerek kendisini var etmiştir. İçinden geçtiğimiz bu süreçte farklı bir sonuç doğurmayacaktır.

Vardık Varız Var olacağız!

Tüm siyasi tutsaklara özgürlük!