TAYAD 16 Şubat’ta Ankara’nın Sakarya Caddesinde gerçekleştirmiş olduğu basın açıklamasına polis müdahalesi gerçekleşti. Basın açıklamasını gerçekleştirenler; polis işkencesiyle karga tulumba gözaltına alındı. Gözaltına alınan eylemcilerden Merve Demirel polisin cinsel tacizine maruz kaldı. Cinsel tacizin fotoraf ve videoları sosyal medyaya düşünce, gündeme oturdu. Tacize uğrayan üniversiteli genç kadın Merve Demirel tacizci polis hakkında suç duyurusunda bulundu. AKP’liler karekteristlik bir refleks olarak polisin cinsel tacizini meşrulaştırmaya, aklama çalışmasına başladı. Bu konuda en skandal açıklama İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Açıklama şöyleydi:” Yasadışı eylem yapıp direnirseniz, uyarılardan sonra karga tulumba gözaltına alınırsınız. Eğer taciz varsa ilk üzerine biz gideriz. Hayatı kendi gibi düşünmeyenleri tacizle geçenlerin “Babası FETÖ’den ihraç, kardeşi DHKP-C’li” Proje kadın” üzerinden polisi ezmesine müsade etmeyiz ” açıklamasında bulundu. Her fırsatta kadınları aşağılayan, ötekileştiren, tacizcileri ve tecavüzcüleri aklamaktadır. Daha önce Ensar Vakfı’nda ortaya çıkan çoçuk tecavüzü üzerine dönemin Aile Bakanı tarafında ” Birkereden birşey olmaz” açıklaması gelmişti. Ensar Vakfı’na ödül olarak devlet desteği artarak devam etti. Kendi iktidarlarının bütün pisliklerinin üstünü örtmek için sürekli olarak, toplumsal muhalefeti krimanelize eden, hedef gösterek devletin baskı aygıtlarını tüm gücüyle kullanmaktadır. Erdoğan diktatörlüğü çürümüş bir cesettir. Baskı, şiddet, savaş, cinsel taciz, tecavüz, işkence, açlık, yoksulluk, işsizlik, sefalet dışında verebileceği hiçbirşey yoktur. Erdoğan diktatörlüğü tarihin çöp sepetine gitmeden: işçilerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ bireylerinin, kürtlerin, alevilerin, kısaca tüm ezilenlerin ve sömürülenlerin yaşam hakkı tehtid altındadır.
Yaşam hakkı için örgütlü militan bir mücadele dışında alternatif yoktur.