İzmir Pınarbaşı’nda bulunan BMC otomotiv fabrikasında devir işlemi tamamlanmadan işçi çıkartmalar son sürat sürüyor. Daha önce Mehmet Emin Karaahmet’e ait olan fabrikaya Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) haciz yoluyla el koydu. El konulma işlemi bittikten sonra ihale yoluyla AKP’ye yakınlığı ile bilinen ES Mali Yatırım ve Danışmanlık AŞ’nin patronu Ethem Sancar’a devredildi. TMSF 985 milyon lira bedelle ihaleye açtı, AKP’ye yakın Ethem Sancak, şirketi değerinin çok altında 751 milyon liraya aldı.
Sancar TMSF’ye henüz ödeme dahi yapmadı ve ödeme için ek süre istedi. Devir işlemleri gerçekleşmeden işçilere yönelik saldırıya geçti. Alacaklarını alamayan işçiler bayramdan önce eylem başlatmıştı. İşçiler ile yönetim arasında gerek birikmiş alacaklarının alınmasına yönelik, gerekse de işçi çıkartmaya yönelik protokol imzalandı. Önceki aylarda Çalışma Bakanlığı’nın müdahalesi ile karşılaşmamak için 29 kişilik gruplar halinde işçi çıkartan BMC yönetimi, yeni süreçte gerek imzalanan protokolü gereksede Çalışma Bakanlığı’nın mevzuatını tanımayan saldırılara başladı.
Bayram öncesi 60 işçi çıkartan BMC, 30 Eylül tarihinde 250 kişiyi işten çıkardı. Gerekçe olarak üretimde küçülme gibi klasik bahaneler öne sürüldü. Fabrikadaki yetkili sendika olan Türk-Metal, her zamanki işçi düşmanı tavrını sürdürdü. İşten çıkarmalara karşı sessiz kalarak mücadeleci işçiler üzerinde baskı oluşturma yöntemlerini tekrarladı.
Küçülmeyi gerekçe olarak sunan BMC şirketinin öncekiana üretim faaliyeti belediye otobüsü ve kamyondu. Şimdi ise TSK’dan aldığı ihale ile faaliyet alanını hiç olmadığı kadar büyüttü. Artık BMC kirpi ve askeri araç üretmeye de başladı. Devir işlemi dahi resmi olarak tamamlanmadan kitlesel işçi kıyımına yolaçan gerçek neden üretimde daralma değil, resmi gazetede de yayınlanarak uygulamaya konulan kiralık işçiliğe alan açılmasıdır. Kiralık işçilik yasası ile işyerinde çalışan işçilerin 1/4 oranında ÖİB (Özel İstihdam Büroları) ‘den temin edilebilmesi uygulamasına izin veriliyor.
2500 işçi çalıştıran BMC’de işten atılan işçi sayısı 1/4 oranına yaklaşmaktadır. OHAL ile işçi çıkartmanın özel izne bağlı olacağı belirtilsede, pratikte böyle bir uygulamaya gidilmemektedir. OHAL yasaları işçi sınıfının mücadelesini baskı altına almak için kullanılmaktadır. Kiralık işçilik yasasının resmi gazetede yayınlanması ile birlikte, BMC’de başlayan kitlesel işçi kıyımının hızla diğer fabrika ve sektörlere yayılması kaçınılmazdır. Kitlesel işten atmalar, ÖİB, BES, Kıdem Tazminatı gibi saldırılarla yaşamları karartılan işçi sınıfı bu saldırıları taban komitelerinde örgütlenerek, grev ve fabrika işgalleri ile durdurabilir. Tıpkı 15 işçinin işten atılmasıyla, üretimden gelen gücünü kullanarak arkadaşlarının işe geri dönmesini sağlayan Petkim işçileri gibi.
Bu yazı Patronsuz Dünya’nın 5. sayısında yayımlanmıştır.
Ali Kemal Taşçı