CHP’nin Sağı Solu
Uzun süredir CHP’de; Türkiye genelinde il, ilçe, mahalle teşkilatları yönetim ve delege seçimleri yapılmaktadır. CHP’nin iç gündemini uzunca bir süredir bu konu meşgul etmektedir. Bu seçimlerde en çok konuşulan İstanbul seçimleri olmuştur. CHP’nin 36. Olağan İstanbul il kongresinde 325 oyla başkanlığa Canan Kaftancıoğlu seçilmiştir. Herkes tarafından çok tartışılan il başkanı, CHP’nin sağ kanadı olarak tanımlanan kesim, AKP ve MHP tarafından hedef gösterilmiştir. İlk ihbarcılık CHP’nin finasmanıyla yayın yapan, CHP’nin TV’si olan Halk TV’den gelmiştir. Ardından Aydınlık ana manşetten hedef haline getirmiştir. Hedef gösterme operasyonlarından sonra, Kaftancıoğlu hakkında sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek: “PKK, DHKP-C propogandası yapmak, TC devleti ve kurumlarını aşağılamak, Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan soruşturma açılmıştır.
Kaftancıoğlu’nu Hedef Haline Getiren Neydi?
Kaftancıoğlu klasik statükocu CHP anlayışının dışında, görece daha solda kalan görüşlere sahipti. Kaftancıoğlu uzun süre insan hakları aktivistliği yapmış bir adaydı. Kongrede Gezi isyanında hayatını kaybedenleri anmış, Kobani’ye dayanışma mesajı göndermiş, Ermeni soykırımı ile ilgili CHP’ye göre muhalif görüşlerde bulunmuştu. Bu çizgisi klasik Kemalist statükocu CHP geleneğinin kaldıramayacağı görüşlerdi. CHP’nin kırmızı çizgileri dışında kalan birinin İstanbul il Başkanlığı gibi önemli bir pozisyona gelmesi statükocu kemalist kanadı tedirgin etmişti.
CHP’nin Sağ Kanadının Karakteristik Özellikleri
CHP TC devletinin kurucu partisidir. İdeolojik politik mirası da her zaman resmi devlet ideolojisi olan Kemalizm olmuştur. Ordu vesayetiyle her zaman kendisini var etmiş; tüm politikaları otoriter, tepeden inmeci anlayışla hayat bulmuştur. Sürekli olarak hedeflerini elindeki statükoyu korumak üzerinden kodlamıştır. Kendi çizdiği profile uymayan her kesime karşı cadı avı başlatmıştır. ” Tek devletçi, tek bayrakçı, tek dilci, tek uluscu ” egemen paradigmanın kurucusu ve savunucusudur. AKP iktidarıyla birlikte eski ayrıcalıklarını ve statükosunu Kemalist klik önemli oranda kaybetmiştir. Bugün Erdoğan’a muhalif olan, tek adam rejimine görece karşı olan Kemalist kliğin, muhalefet ediş biçmi eski ayrıcalıklarına kavuşma arzusudur.
Erdoğan’ın tek adamcı otoriter rejiminin kendisine değil, uygulayan aktörlerine karşı çıkmaktadır. Tekçi ideolojik miraslara ortodoksça sahip çıkmaktadır. Kendi partilerindeki farklı bir sesi dahi Erdoğan taraftarlarıyla birlikte hedef haline getirmektedir. Bu durum Kemalist kliğin değişmez olan karakteristik özelliğidir. Bu karakteristik özellikler Türk sermaye devletinin kurucu unsurlarıdır. Bugün Türk sermaye devletinin tekçi ve tek adamcı kuruluş ideolojisi, pratikteki politikaları Erdoğan diktatörlüğü altında, günün koşullarına göre revize edilerek hayat bulmaktadır.
CHP’nin Solu
CHP her ne kadar devletin kurucu partisi, düzenin koruyucusu olsa da, Türkiye’de önemli bir kesim hâlâ CHP’yi bir sol parti olarak görmektedir. Bir yandan egemen kurucu devlet statükosunun bekçiliğini yapıp, bir yandan ihtiyaç halinde sol popülist şöylemlerle kendisini var etmiştir. CHP’nin kendisini sol olarak atlandırma süreci 60’lı yıllara tekabül etmektedir. 60’lı yıllarla birlikte Türkiye’de işçi ve öğrenci gençlik hareketleri filizlenmeye başlayınca, bunlarla birlikte sosyalist fikirler toplumsal taban bulmaya başladı. CHP hem düzen siyasetinde ki rakiplerinden geri kalmamak hem de yükselen devrimcileşen sınıf hareketinin önünü kesmek için kendisini ” Ortanın Solu” olarak tanımlamaya başladı. En kitlesel desteği bulduğu iktidar olduğu dönemler bu yıllara tekabül etmektedir. O yıllarda Ecevit liderliğindeki CHP, ” Toprak işleyenin, su kullananın, bu düzen değişecek ” gibi şöylemler kullanarak, işçi emekçi kitlelerden oy alarak onlara sahte umutlar dağıttı. Emekçi kitlelerin düzen dışı bir sola gitmesini engelleyip, kendi saflarında tutmak, düzene entegre etmek gibi sermaye cephesi için hayati öneme sahip bir görevi kendisine misyon edindi.
Dersim, Çorum, Maraş, Sivas katliamlarında, hayata dönüş operasyonu adı altında gerçekleşen katliamlarda gene iktidarda veya koalisyon ortaklığında “Solcu” CHP vardı. Yıllardır bu katliamın anmalarında pişkince boy gösteren gene “Solcu” CHP’idi. Türkiye sosyalist hareketinde her zaman CHP’de solcu damar arama arayışı oldu. CHP’den sol bir parti yaratma arayışları hiç bitmedi. Özellikle son yıllarda Erdoğan rejimi kök saldıkça, sosyalist hareket Kemalizmin siyasal argümanlarıyla kendisine siyasal meşruiyet alanı yaratma arayışına girdi. Adalet yürüyüşüyle birlikte özledikleri CHP’yi bulmuş oldular. CHP ile yapılacak ittifak ile AKP’yi geriletme hayalleri karşısında, CHP; dümeni Akşener gibi Erdoğan’a muhalif olan sağ öznelere büktü. Canan Kaftancıoğlu çizgisine yakın olan kanat ise; klasik Kemalist paradigmanın bugünkü politik arenanın ihtiyaçlarına cevap vermediğini , sosyal demokrat politikaların başarı getireceğini düşünen kanattır. Klasik statükocu paradigmalara karşıdır, sermaye egemenliğine karşı değildir. Kemalizmin siyasal argümanları üzerinden kendisine siyasal meşruiyet alanı açan, CHP’yi sola çekerek kurulacak geniş bir demokrasi cephesi AKP’yi bertaraf etmeyi hedefleyen; BHH, Halkevleri gibi “Sosyalist” yapılarda özünde burjuva devletin egemenliğinin tamamına değil, bir kısmına karşı çıkmaktadır. İyi işleyen bir burjuva demokrasisini tasavvur etmektedirler. Totaliter rejimleri olağan burjuva demokrasisinin bir sonucu olarak değil, ondan bir sapma olarak değerlendirmektedirler.
Özetlersek; CHP Türk sermaye devletinin kurucu burjuva partisidir. CHP içinden sol bir kanadın çıkıp partiye egemen olmasının tek koşulu, yükselen ve devrimcileşen işçi hareketinin yeşermesidir. Öyle bir durumda da dümeni sola bükecek CHP’nin ana işlevi sermaye devletinin belası için emekçi kitleleri düzen içinde tutma görevi olacaktır. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; CHP’nin solu da, sağı da işçi sınıfının devrimci mücadelesinin önünde engeldir.
Gamze Kocabayır