Gaziantep’teki katliamdan sonra Erdoğan, intihar eylemcisinin 12-14 yaşlarında bir çocuk olduğunu açıkladı. Bu açıklamadan sonra terör örgütleri çocukları kendi kirli emelleri için kullanıyor manşetleri atıldı. Sadece terör örgütleri mi çocukları kendi emelleri için kullanıyor? Elbette hayır. Birçok devletin ordusunda da resmi üniformalı çocuk askerler var. Fabrikalarda, atölyelerde çocuk işçiliği ve çocuk işçi cinayetleri her geçen gün artmaktadır..Emperyalist-kapitalist sistem çocukları asker, militan, kurban, seks kölesi, ucuz işgücü olarak kullanmaktadır. Günümüzde 300.000 çocuk orduda veya paramiliter örgütlerde çocuk asker olarak yeralmaktadır. Bu durum sadece geri kalmış ülkeler için geçerli değildir , gelişmiş kapitalist ülkelerde de örnekleri çok fazladır : İngiltere’de orduya katılmak istiyorsanız 16 yaşında olmanız yeterlidir ve 2003-2005 arasında yaşı 16 olan 15 asker Irak’a çatışmaya gönderilmiştir. ABD ordusunda da 17 yaşında çok fazla paralı asker mevcuttur. Kanada’da ise aileleri izin verirse 16 yaşındaki çocuklar asker olabilmektedir. Birçok devlet emperyalist emeller doğrultusunda yaptığı haksız savaşlardasilah altına alınan çocuk askerleri ile övünmektedir. Bunun üzerinden ırkçılık, milliyetçilik propagandası örgütlenmektedir. “Düşman işgalinden vatanımızı çoluk çocuk hep birlikte kurtardık.” ” 7″den 70″e askeriz” “Her Türk asker doğar” gibi…
Çocuk haklarını koruma altına alan, BM(Birleşmiş Milletler)’ in sadece kağıt üzerinde duran, 20 Kasım’larda hatırlanan bir Dünya Çocuk Hakları Günü dışında çocukların yaşam koşullarını iyileştirecek bir mekanizmanın hayata geçirilmesi sözkonusu değildir.
20 Kasım 1989 tarihini BM Dünya Çocuk Hakları günü olarak kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler, çocukların yetişkinlerden farklı fiziksel, biyolojik ve psikolojik özellikleri olduğunu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiklerinden dolayı dünya devletlerine çocukları koruyan haklar getirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı 193 ülke tarafından onaylanmıştır. Lakin 20 Kasım 1989’dan beri söylenen herşey kağıt üzerinde kalmaktadır. Her 20 Kasım’da burjuvazi, çocuk istismarını, sömürüsünü, katliamını kınayan sahte gözyaşları dökmek dışında bir şey yapmamaktadır. Çünkü çocukların maruz kaldığı bu sömürü ve şiddeti, sermaye düzeni her geçen gün çığ gibi büyütmektedir. Çocuk işçiliği sömürüye hazır işgücüdür.Çocuk ticareti, çocuk gelinler sömürünün öteki yüzüdür.Dünyada çocuk işçiliği giderek artmaktadır. Dünyada her beş çocuktan biri çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Çocuk işçilerin çalışma koşulları kölelik standartlarındadır. DİSK-AR raporuna göre Türkiye’de okula gitmeyen çocuklar için haftalık çalışma süresi ortalama 54 saattir. Çalışan çocukların %3.4’ü yaralanmış, sakatlanmış yada kalıcı hastalıklar edinmiştir. Çalışan çocukların çoğu 400 tl nin altında çalışmaktadır. Ücret ve yevmiye ile çalışan çocukların 3’te 1’i için iş yerinde yemek verilmemektedir. Haftalık izin % 36’sı için yoktur. Yıllık izin % 89’u için yoktur. İSİG araştırmalarına göre sadece 53 çoçuk işçi, iş cinayetinde can verdi. 2014 yılında 1377’si erkek, 9718’i kız çocuk cinsel şiddete maruz kaldı. Çoçuk gelin oranında ise Türkiye dünya üçüncüsüdür. 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte zorunlu eğitim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiştir. Eğitimin her geçen gün ticarileşmesi ile birlikte çocuk işçiliği ve çoçuk gelinler oranı artmıştır. Dünyadaki savaşlardan en çok etkilenen yine çocuklar olmuştur. Kapitalizm çocuklara sömürü, açlık, cinsel şiddet, çalınan hayatlar dışında hiçbir gelecek vermemektedir. Çocukların geleceğe güvenle bakacağı dünya sosyalizmle mümkündür.
Bu yazı Patronsuz Dünya’nın 4. sayısında yayımlanmıştır.
Ali Kemal Taşçı