20 Mayıs’ta greve çıkacağını duyuran BURULAŞ işçileri, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin patronu CHP’li Mustafa Bozbey tarafından hedef alınıyor. Demiryol-İş Sendikası’na bağlı işçilerin yüzde 47 zam talebine karşı Bozbey yönetimi önce sıfır zam, ardından %10’luk bir teklif sundu. Halihazırda 33 bin TL bandında ücret alan işçilere enflasyonun ve hayat pahalılığının pençesinde bu sefaleti reva gören Bozbey, geri adım atılmayınca bu kez kamuoyu önünde kara propagandaya başvurdu.

Bozbey, düzenlediği basın toplantısında “Zammı verirsek ulaşım bilet fiyatı 64 TL olur”, “73 bin TL teklif ettik ama kabul etmediler” diyerek hem işçileri halkla karşı karşıya getirmeye çalıştı, hem de gerçeği çarpıttı. Oysa işçilere teklif edilen 73 bin TL maaş, ek ödemelerle yapay şekilde şişirilmiş brüt bir toplam; gerçekte işçinin eline geçecek net miktar bundan çok daha düşük.

Bu açıklamalar, CHP’nin “emekten yana” söylemlerinin koca bir aldatmacadan ibaret olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Kılıçdaroğlu’nun “asgari ücretin altına ezilmeyeceğiz” nutukları yerini, CHP’li belediye başkanlarının işçilere sefalet dayatmasına ve grev düşmanlığına bırakıyor. Bozbey, emekçilerin meşru taleplerini “şantaj” gibi göstererek sermaye sınıfının klasik söylemini devralıyor. Ulaşım zamları bahanesiyle halkı işçiye düşman etmeye çalışıyor. Oysa kamusal ulaşımın finansmanı için zenginlerden alınacak servet vergileri, lüks yatırımlardan yapılacak kesintiler bu maaş taleplerini rahatlıkla karşılayabilir.

Bozbey’in bu açıklamaları yalnızca bir belediye başkanının değil, burjuva düzenin partisi CHP’nin sınıf karakterinin ifşasıdır. CHP, kriz dönemlerinde sermayeyi değil, her zaman işçiyi sıkıştıran politikaların uygulayıcısı olmuştur. Bozbey’in bu tavrı, 1970’lerde CHP’li belediyelerde grev kırıcı saldırılarla dolu sicilin güncellenmiş versiyonudur.

BURULAŞ işçileri yalnız değildir. Ücretlerini artırmak için direnen işçiler, aynı zamanda tüm emekçilerin yarını için direnmektedir. Kara propagandaya boyun eğmeyecek, hakkını direnişle alacaktır. İşçilerin haklı grevini bastırmak isteyen her düzen siyasetçisi gibi Bozbey de tarihin çöp sepetindeki yerini alacaktır. Bu tutum CHP’nin emek düşmanı karakterini bir kez daha gözler önüne seriyor. 1 Mayıs kürsülerinde patronlara değil, işçilere seslenip bol keseden umut satanlar, birkaç gün içinde belediye patronu kesilince, işçinin grev hakkını kriminalize etmeye çalışıyor. CHP, kriz dönemlerinde sermaye sınıfını değil işçileri hizaya getirmeye çalışan bir düzen partisidir. Bozbey’in yaptığı yalnızca bireysel bir sapma değil; CHP’nin genetik kodlarına kazınmış sınıfsal tercihin dışavurumudur.

Bursa bir işçi kentidir. Metal işçilerinden tekstile, taşerondan kamu emekçilerine kadar binlerce işçinin alın teriyle dönen bu şehirde, BURULAŞ direnişi yalnız bırakılamaz.
Sendikalar, meslek odaları, işçi inisiyatifleri, devrimci yapılar ve tüm emek dostları, bu grevi yalnız bırakmamalı; grev kırıcılığına, kara propagandaya karşı omuz omuza saf tutmalıdır.

BURULAŞ işçileri kazanırsa tüm işçi sınıfı kazanır!

Sınıfa karşı sınıf!
Grev haktır, kazanacağız!