Merhaba yoldaşlar. Sizi işçi ve emekçi duygularımla selamlıyorum. Ben Suat.25 yaşında inşaat sıva-alçı ustasıyım. Bizler taşeron işçisi olduğumuz için işçi camiasının en güvencesiz ve haliyle sömürülmeye en uygun işçi zümresiyiz diyebilirim. Sistemin kendisi zaten sakat ancak bu sakat sistemde bile işçi haklarını koruyup kollayan faktörler olmadığı için ciddi anlamda vahşi bir sömürülme durumu söz konusu. Bakın arkadaşlar bizde nasıl bir sistem var biliyor musunuz? Taşeronlar müteahitten ya da şirketten iş almak için rekabet halindeler bu rekabette iş veren haliyle ucuz fiyat veren taşeronu öncelik kılar. Bunun faturası da bize ya düşük ücret ya da çalışma saatinin arttırılması şeklinde kesiliyor. Ya da sözde ideal iş saati içinde daha fazla iş dayatması halinde şekil alıyor. Biz yumye çalışıyoruz ve bizim resmi tatilimiz yok. Boş kaldığımız günler cebimizden gidiyor yani o günün parasını alamıyoruz. İstisnai durumlar haricinde bizim ücretlerimizin enflasyona bağlı olarak, küçük de olsa bir arttırma talebinde bulunan aktif kurumda yok (sendika ya da inşaat odaları). Ben usta adamım ve benim gibi 20 ya da 30 usta çalıştıran bir taşeronun günlük geliri bin liranın altında değil. Bütün ücretin sadece zaruri ihtiyaçlarımızın karşılanması ancak buna karşılık her iş bitiminde taşeronun ya daire ya da lüks araba alıp koleksiyon oluşturması beni gerçek anlamda psikolojik olarak çok yıpratıyor.Sınıf bilincine sahip olmayan ve çarkın nasıl döndüğüne dair pek bir şey bilmeyen işçi kitlesi dolu etrafımda. Rızıkın Allahtan geldiğine ve taşeronun bir velinimet olduğuna ve onun sayesinde ekmek bulduklarına kanaat getiren insanların içinde çalışıyorum. Algının böyle olması birde sırf beş lira fazla almak için birbirleriyle çalışırken rekabete giren ustaların bedenen yıprandıklarını görünce hem acıyorum hem de yıpranıyorum. Ekonomik koşullardan dolayı okulu bırakmıştım ancak sürekli kitap okuyan bir insandım ama özellikle bu yıl gerek mental olarak gerek de beden zindeliği olarak o düzenim yok oldu diyebilirim. Belki aylık bir kitap okuyabiliyorum. Sadece iş ve ev doğrultusunda gidip gelmek,sosyal hayattan ve aktivitelerden yoksun olmak çok yıpratıyor beni ve benim gibi düşünenleri. Daha bugün bile yine bizim sektörden ve benimle yaşıt bir gencin intihar haberini okudum. Yani dostlarım modern köleliği iliklerimize kadar yaşıyoruz. Efendilere beylere hıncım boğazıma kadar dolu ancak köleliklerinden razı olan insanlara karşı nefretim beynimi dağlıyor. Sizi en samimi duygularımla selamlıyorum. Hoşçakalın.