Sosyalist Dünya Devrimi İçin 1 Mayıs’ta Enternasyonal Komünist Saflara

Kadın ve erkek işçiler, gelecek tasavuru elinden alınmış gençler, lubunyalar, göçmenler, mülteciler, ulusal, etnik, dinsel, cinsel kimliğinden dolayı bastırılmış, ötekilileştirilmiş, hor görülen tüm ezilenler…..
Dünya işçi sınıfı 2024 1 Mayıs’ını bir felaketler zinciriyle karşılıyor. Savaşlar, soykırımlar, yoksulluk, işsizlik, devlet baskısı, ırkçılık, ataerki, homofobi, dinci fanatizm….

Kapitalizm Covid-19 sonrası dünyada bir sistemsel kriz içerisindeyken kendi boşluklarını gerek emperyalist savaşlarla yahut çatışmalarla gerekse kendi “demokratik” seçimlerinde tehdit, şantaj ve korkuyla doldurmaya çalışıyor. 31 Mart’ta gördüğümüz yerel seçimin AKP-MHP bloğu için bir yenilgi olduğunu reddetmememiz gerekse de kazananın Türkiye işçi sınıfı değil yalnızca burjuvazinin farklı bir kanadı olduğunu da hatırlatmamız gerekiyor. İşçi sınıfının zaferi sandıkta yahut demokratik yollarda veya reformist taleplerde değil 1 mayısın tarihinde saklıdır. Çünkü 1 Mayıs bir direnişin günüdür, 1 Mayıs sınıfa karşı sınıf şiarıdır, 1 Mayıs proleteryanın devrimci iradesini dayattığı ve dünya proleteryasının topluca iş bıraktığı gündür. 1 Mayıs ne sendikal ne ekonomik haklarla sınırlandırılmış bir organizasyon ne de festival kutlama merasimidir. 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası düzeyde burjuvazinin egemenliğine karşı giriştiği meydan muharebesinin adıdır. 1 Mayıs insanlık tarihindeki ilk uluslararası kitle grevli eylem planıdır. İşçi sınıfının küresel düzeyde burjuvaziye karşı bir sınıf olarak, politik bir güç olarak karşısına dikilmesinin günüdür. 1 Mayıs dünyanın her yerinde sosyalistler tarafından bir güç gösterisi, burjuvaziye karşı açık bir tehdit, işçi sınıfını küresel düzeyde tek bir merkezde örgütlemenin olanaklarını oluşturmak için girişilen meydan muharebesidir. 1 Mayıs kitle grevleri ve eylemleri küresel sosyalist devrimin provasıdır. Eylemler ne kadar güçlü ve etkili olduysa, işçi sınıfının siyasal talepleri ne kadar etki yarattıysa o düzeyde başarılı olmuştur. Her 1 Mayıs o yılki sınıf mücadelesinin barometresidir. Hem kitlesellik hem coşku hem de ortaya konan talepler ve alandaki ideolojik hava sınıf mücadelesinin içinde bulunduğu durumu özetleyen nitelik taşımaktadır. 1 Mayıslar gelecek yılın mücadele planını yapmak için önemli bir referans kaynağıdır. Uzun yıllardır 1 Mayıs tarihsel enternasyonal devrimci özünden kopartılarak siyasal mücadele gününden çok sendikal, ekonomik hak talep etme karnavalına indirgenmiştir.

Sınıfımızı parlementerist aforizmalar ile kandıran sandığı en demokratik yer olarak gösteren ve bu sirkin içinde bir cambaz gibi sermayenin ipinde gezen sermaye solunun klikleri elbette kurtuluşu eylemde değil sandıkta görmemizi isteyecektir. İşçi sınıfı kurtuluşunu şimdiye kadar asla sandıkta kazanmamıştır. Sınıfımızın tarihine her baktığımızda her zaferimizin fiili meşru mücadele ile geldiğini görüyoruz.
Demokratik seçimlerle veya sandıkla beyninizi doldurmak isteyenlerin, işçi sınıfının dostu değil bilhassa düşmanınız olduğunu unutmayalım. Kurtuluş ne seçim sandığıyla ne herhangi bir burjuva kanada yedeklenerek ne de reformist ekonomist mücadele çizgisine hapsolarak gelir. İşçi sınıfının kurtuluşu yerel yada ulusal değil, enternasyonaldir. İşçi sınıfının kurtuluşu doğrudan demokrasi araçları olan şuralara konseylere dayalı kendi iktidarını kurunca sağlanır. Hayatta kaldığı hergün kapitalizm bir krizden çıkıp, insanlığı ve tüm canlı türlerini barbarlık içinde yok oluşa sürükleyecek yeni krizleri derinleştirmektedir. İçinden geçtiğimiz dönem kapitalizmin tel tel döküldüğü içsel çürüme yaşadığı, yerel olanla küresel olanın iç içe geçtiği bir dönemdir.

Ulusal düzeyde başlayan bir kriz çok kısa bir sürede küresel bir boyuta evrilmektedir. Aynı şekilde ulusal düzeyde başlayan protestolar, grevler, direnişler kısa sürede küresel bir boyuta ulaşmaktadır. Bugün gezegenimizdeki her yerel sorun küresel bir sorunu da teşkil etmektedir. Kendisini ulus devletler olarak örgütlemiş burjuvazinin iktidarı tüm sorunların çözümünün önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır.

Her fani talebin ve sorunun nihai çözümünün hedefi iktidar olmaktan geçmektedir. Her sorununda nihai çözümünün düğümlendiği tek yer sosyalist dünya devrimidir. Bunun yegane aracı da devrimci komünist bir Enternasyonal’in inşasından geçmektedir.

Henüz dünya emekçilerini tüm kapitalist çürümeden nihai olarak kurtuluşa yönlendirecek enternasyonal devrimci bir önderlik yoktur.

Bugün insanlığın tarihsel krizi, kapitalizmi hayatta tutan yegane kriz devrimci önderlik krizidir.

Bu sebepten ötürü tüm bilinçli kadın ve erkek emekçileri, gelecek hayalleri elinden alınmış gençleri, lubunyaları, mülteci ve göçmenleri, ulusal, etnik, dinsel, cinsel kimliğinden dolayı bastırılmış, horlanmış tüm ezilenleri bizimle bu devrimci aygıtları yani dünya devriminin partisini ve her ülkede onun Enternasyonal Komünist seksiyonlarını inşa etmeye bunları kitlelerin öz örgütleriyle gelecek zaferin hizmetine sunmaya çağırıyoruz.

İşçi sınıfının enternasyonal kavga günü olan 1 Mayıs’ta, Enternasyonal Komünist safları oluşturmaya, meydanları kuşatmaya çağırıyoruz.

Bizim devrimci kalkışımız burjuva etkinliğinin tüm yer yüzünde ortadan kaldırılması imkanını zorlayan şiirsel bir adalet yürüyüşü olarak başlayacak, eşitlikçi ve militan bir özgürlük yürüyüşü olarak gelişecek; sömürünün, yoksulluğun, ezilmişliğin yaşandığı tüm coğrafyalara taşınacak ve çoşkulu bir ırmak gibi bütün ülkelerin sınırlarını aşacak ve güçlü bir kasırga gibi burjuvazinin tüm kalelerini yıkacaktır. Bu yürüyüş sınıfsız, sömürüsüz, hudutsuz, devletsiz, patriyakasız, patronsuz bir dünya kurulana dek sonlanmayacaktır.

Ya Sürekli Yıkım Ya Sürekli Devrim !
Yaşasın Sosyalist Dünya Devrimi!
Komünist Bir Dünya Kuracağız!