Bu Savaşı Ancak Türkiye ve Yunanistan İşçi Sınıfının Enternasyonal Mücadelesi Durdurabilir. Küresel düzeyde yaşanan kapitalist kriz pandemiyle birlikte harlanarak içinden çıkılamaz bir yıkıma doğru sürüklenmektedir. Kapitalist krizler daralmaları, korumacı tedbirleri beraberinde getirmektedir. Bu daralmadan çıkmak için kapitalizm savaş yöntemini kullanmaktadır. ABD’nin etkisi hem küresel ölçekte hem de Ortadoğu’da gerilemektedir. Rusya ve Çin emperyalizmi bu boşluğu doldurmakta, bölgesel güçler ve alt emperyalist ülkelerin daha büyük bir rol oynamaktadır.

Doğu Akdeniz’deki enerji stoklarının yağmalanması için büyük bir rekabet boy göstermektedir. Bu rekabet Doğu Akdeniz’den, Ortadoğu’ya ve son olarak Ege Denizine varan geniş bir alanda büyük bir savaşın zeminini hazırlamaktadır. Kriz, yoksulluk, savaş ve yıkım emperyalist kapitalist sistemin temel gıdasıdır. Emperyalist-Kapitalist sistem asla savaşsız yapamaz. O yüzdendir ki Türkiye ve Yunanistan arasında ki gerginlik salt bir diplomatik krize indirgenemez. Bu yaşanan gerginlik savaşın alarm zillerinin çalmasıdır. Türkiye ve Yunanistan arasında sıcak bir savaşın başlaması an meselesidir. Suriye ve Libya’da sıkışan Erdoğan rejimi yeni enerji kanyakları için Ege denizine yönelmiştir.

Bu savaş Türkiye ve Yunanistan emekçilerinin savaşı değildir, çünkü emekçilerin bu savaştan bir çıkarı yoktur. Bu savaş burjuva sınıfının ve onların devletinin enerji savaşıdır.

Yunanistan işçi sınıfı on yıl boyunca derin ekonomik krizler içinde yoksulluk ve yıkıma mahkum oldu. Türkiye işçi sınıfı da 2 yıldır derin ekonomik kriz ve ağır devlet baskısı altında nefes alamaz düzeye getirilmiştir. Savaşla bu kriz daha fazla derinleşecek, daha fazla devlet baskısı olacak, burjuvazinin çıkarları için her iki ülkenin emekçileri ölmeye öldürmeye gönderilecektir. Burjuvazinin enerji savaşı iki ülkenin emekçilerine yoksulluk, sefalet, ölüm ve yıkım olarak dönecektir. Milliyetçi ve şoven fikirlerle Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfı birbirine düşman ilan edilmekte, bu savaş için emekçi kitlelerde rıza üretilmeye çalışılmaktadır.

Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfının baş düşmanları kendi burjuva devletleridir. Onları açlık, yoksulluk, savaş ve yıkım sürecine sokan bizzat burjuva devletleridir. Burjuvazinin çıkarları için açlık, yoksulluk, savaş ve yıkım kıskacında yaşamak Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfının kaderi değildir. Bu kaderi değiştirme kudretine sahip tek güç Türkiye ve Yunanistan Proleteryasıdır. Bunun için savaşa karşı sınıf savaşı şiarıyla Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfının enternasyonal bir teşkilatlanmaya girmesi zorunluluktur.

Savaşa karşı sınıf savaşı!

Halkların savaşına sınıfların barışına hayır!

Eeas düşman kendi burjuva devletindir. Öfkeni kendi burjuva devletine çevir!

Milliyetçiliğe, sosyal yurtseverliğe karşı Enternasyonalizm bayrağını yükseltelim!

Tüm işgalci güçler (Türkiye, Yunanistan, NATO) Kıbrıstan defol!

Yaşasın birleşik Kıbrıs!