Kapitalizmin Çoklu Krizinin Yılı Oldu
Salgından önce kapitalizm küresel iktisadi kriz içerisindeydi. Salgından önce sistem zaten yoksulluk, ırkçılık, savaş ve ekolojik krizi derinleştiren bir süreç içerisindeydi. Covid-19 küresel sağlık kriziyle birlikte, kapitalist kriz harlanarak büyüdü. Böylece kapitalizm çoklu birleşik bir kriz içerisine sürüklendi. İktisadi ve ekolojik krize paraler olarak onları doğrudan etkileyip derinleştiren sağlık krizi geldi. Kapitalizm daha önceki buhranlarından farklı olarak; yalnızca iktisadi krizle boğuşmamakta, sağlık ve ekolojik krizle birleşerek çoklu birleşik krizle 2021 yılına girdi. 2021 yılı bu çoklu krizin daha keskin yaşanacağı yıl olacaktır.
Kapitalizmin Küresel Düzeyde Teltel Döküldüğü Yıl Oldu
Covid-19 salgınıyla tüm burjuva hükümetler birlik olma çağrılarında bulunarak, salgının eşit karakterli olduğunu sınıf, statü tanımadığı iddialarını ortaya atarak eşitsizlikleri
gizlemeye çalıştı. Lakin bu çabaları topyekun başarısızlığa uğradı. Salgının her adımı ve aşaması küresel düzeyde tüm sınıfsal çelişkileri gün yüzüne çıkardı. Salgın için alınan tüm tedbirler şirketleri kurtarmaya, emekçi kitlelerde yıkımlar yaratmaya yönelikti. Pandemi sürecinde burjuvazi insan canı ile kârı arasında bir seçim yapmak zorundaydı. Burjuvazi kârı seçti. Küresel düzeyde emekçi yığınlar açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, salgın altında ölümcül koşullarda çalışmaya mahkum edildiler. Burjuvazi sağlık emekçilerini dahi salgından korumayı beceremedi. Bir çok ülkede sağlık emekçilerinin izinleri, istifaları iptal edilerek fazla mesaileri ödenmedi. Küresel düzeyde kapitalizm emekçileri yoksul, sefalet ve ölüme mahkum etmektedir. Küresel düzeyde kapitalizm tel tel dökülmekte, tüm sınıfsal çelişkiler gün yüzüne çıkmakta, burjuva hükümetlerin uyguladığı tüm politikalar iç içe geçerek aynılaşmaktadır.
2020 Tüm Sınıfsal Çeliskilerin Beraklaştığı Yıl Oldu
Kapitalizmin çoklu krizi küresel düzeyde tüm sınıfsal çelişkilerin berraklaşmasına yol açtı. Küresel düzeyde, kitlesel işsizlik, yoksulluk, sefalet salgının bulaşma hızından hızlı şekilde yayıldı. Küresel düzeyde salgından en fazla etkilenenler işçi sınıfı, göçmenler, sınıfının en güvencesiz kesimleri oldu. Küresel düzeyde hükümetlerin tüm faaliyetleri şirketleri kurtarmak ve emekçi sınıfları işsizliğe, salgın riski taşıyan iş yerlerinde çalışmaya mahkum etti. Kapitalizmin bu krizde emekçilere iki farklı ölüm biçmini sundu: Ya işsiz kalarak açlıktan ölmek ya salgın riski altında çalışarak hastalıktan ölmek. Salgının en fazla bulaştığı, en fazla vakaların ve ölümlerin yaşandığı yerler fabrikalar ve iş yerleri oldu. Dünyanın en zengin 500 insanı ise, 2020’de servetlerini % 31 artırdı.
Küresel düzeyde kapitalizm emekçi yığınlara, işsizlik, yoksulluk, sefalet, geleceksizlik ve ölüm verirken, büyük şirketlere servetlerini büyütme olanakları sundu. Dünyayı yorumlamak için sınıfsal perspektifin yetersiz olacağını, Marksizmin miladını doldurduğunu savunanlar, pandemi gerçeğinde bir kez daha Marksizm heyulasıyla karşı karşıya geldiler. 2020 sınıfsal uçurumların en net haliyle kendisini gösterdiği yıllardan biri olarak tarihe geçti. Bu durumda 2021’de oluşacak keskin sınıf savaşlarının nesnel zeminini oluşturdu.
Küresel Düzeyde Mücadelenin Arttığı Yıl Oldu
Kapitalizm bu düzeyde yıkımlar yaratırken, küresel düzeyde de sınıf mücadelesinin vites yükselttiği bir yıl oldu. Dünyanın bir çok yerinde emekçi kitlelerin düzenin sınırlarına sığmayan militan seferberlikler gerçekleştirdi. Kapitalizmin merkez üstlerinden ABD’de pandemi sürecinde tarihin en büyük kitle hareketleri yaşandı.
Belarus’ta seçim hileleri yapılınca yüzbinler sokakları doldurdu, kitlesel grevler gerçekleşti. Polonya ve Arjantin’de kadınların kürtaj hakkı için kazanımla sonuçlanan kitlesel seferberlikler gerçekleştirdi. Hindistan ve Endonezya’da milyonlarca işçi, köylü genel grevlere çıkarak Asya kıtasını sarstı.
Fransa’da polisin yetkilerini artıran yasaya karşı sokaklar militan mücadelere sahne oldu. Irak ve Lübnan’da tüm devlet baskısına ve polis terörüne rağmen kitlesel seferberliklere sahne oldu. 2020 küresel kapitalist krize karşı dünya işçi sınıfının kaslarını esnettiği, mücadele anlamında tecrübeler kazandığı bir yıl oldu.
Küresel Kapitalizm Rıza Üretme Yetisini Kaybetti
Küresel kapitalist krizle birlikte, burjuvazi küresel ölçekte rıza üretme yetisini kaybetmektedir. Burjuva hükümetler milliyetçiliğe, göçmen düşmanlığına sarılarak sınıflar arası kutsal birliği dayatmaktadır. Kapitalizmin tüm sınıfsal çelişkilerinin can alıcı şekilde ortaya çıkması, tüm burjuva hükümetleri otoriterleşmeye sevk etmektedir. Burjuva demokrasisi küresel düzeyde rafa kalkmaktadır. Salgınla mücadele adı altında tüm burjuva devlet aygıtları güçlendirilmektedir. Emekçilerin, ezilenlerin örgütlenme, protesto haklarını kısıtlamakta, basın yayın üzerinde baskıyı artırmaktadır. Polis ve orduya halk üzerinde sınırsız kuvvet uygulama hakları verilmektedir. Burjuva hükümetler istediği zaman olağanüstü hâl ilan etme haklarını kalıcı hâle getirmektedir. Salgın döneminde burjuva devletler, olası devrimci kabarışlar, toplumsal seferberlikler karşısında iç savaş tatbikatı yapmakta ve emekçi sınıflarını, ses çıkartmadan salgının yol açtığı acıları çekmeleri, kamu sağlık hizmetlerinin çöküşüne, sert tecrit tedbirlerine ve genel ekonomik buhrana göğüs germeleri için kontrol edilebilecek salt hayvan sürüsüne dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Covid-19 salgınıyla harlanan küresel kapitalist kriz aynı zamanda neo-liberalizmin ve burjuva demokrasisinin de iflasıdır.
Küresel Düzeyde Devrimci Önderlik Sorununun Can Alıcı Şekilde Hissedildiği Yıl Oldu

Kapitalizmin küresel düzeyde teltel döküldüğü, sınıfsal çelişkilerin beraklastığı, toplumsal rıza üretme yetisini kaybedip hızla otoriterleştiği ve kitlesel sınıf mücadelerinin büyüdüğü yıl olan 2020’nin emekçiler ve ezilenler cephesinden en büyük problem devrimci önderlik krizinin can alıcı şekilde kendisini hissetirmesinde düğümlendi. Kapitalizmin tüm saldırılarına karşı emekçi yığınlar örgütsüz, kapitalizm karşısında işçi sınıfını müdafa etmek için var olan sendikalar, kapitalizmin işçi sınıfını kontrol altında tutmak için kullandığı bir aygıta dönüşmüştür. Küresel kapitalizmin krizine pareler olarak emekçilerin ve ezilenlerin devrimci önderlik krizi boy göstermektedir. Bu kriz kapitalizmi ayakta tutan temel unsurlardan birisidir. Devrimci partinin yokluğunda, kitleler düzene sığmayan radikal mücadeler verebilmekte, fakat bu mücadeleler ya sönümlenmekte yada sistem içerisinde siyasal iktidarların değişmesine sebep olmaktadır. Yoldaş Troçki’nin belirtiği gibi;” Kitlesel mücadeleler buhar gibidir, devrimci parti makineyi çalıştıran piston. Buharsız bir piston sadece bir parça metaldir. Pistonsuz buhar ise dağılır ve bir sonuca ulaşamaz.” Kapitalizmin krizleri ve onu var eden çelişkiler sürekli olarak bu buharı yaratır. Kapitalizmin varlığı kitlesel kabarışların garantisidir. Lakin buhar makinesi yani devrimci parti olmadan bu hareketler kapitalizmi aşamaz.
Enternasyonal Mücadele Olanaklarının Belirgenleştiği Yıl Oldu
Küresel kapitalizmin birleşik krizi tüm şiddetiyle harlanarak gezegenimizi barbarlık içinde yok oluşa sürüklemektedir. 2020’deki pandemi kriziyle birlikte tüm dünyadaki sorunlar küresel bir boyuta evrildi. Tüm hükümetlerin uyguladıkları politikalar ve emekçilerin ezilenlerin sorunları aynılaşmıştır. Kitle iletişim araçlarının en gelişmiş döneminde yaşamaktayız. Dünyanın bir ucunda gerçekleşen bir olay çok kısa bir süre sonra tüm dünyada gündem olabilmekte, milyonlarca insanın konuştuğu bir olguya dönebilmektedir. Kapitalist krizle birlikte, küresel düzeyde dünya düzeninin sorgulandığı, başka bir dünya arayışının kitleselleştiği bir dönemden geçmekteyiz. 2020 yılı kapitalizmin tüm sorunlarının küresel düzeyde aynılaştığı ve enternasyonal mücadele olanaklarının olgunlaştığı yıl oldu. Kapitalist krize karşı verilecek cevaplar, örülecek mücadelenin de küresel bir nitelik taşıması tercih değil zorunluluktur. Mücadeleyi ulusal sınırlara ve ulusal bir perspektife indirgemek burjuva hükümetlerin ulusal birlik çağrılarına icazet göstermektir. Ekonomik yıkı, ekolojik kriz, sağlık krizi ulusal meseleler değildir. Bir devletin hudutları dahilinde çözülemez. Savaşlara, ekonomik krizlere son vermek için salgının üstesinden gelebilmek için kapitalizmi devirmek ve ekonomiyi kollektifleştirmek gerekmektedir. Bunun yoluda devrimci dünya partisinin inşasından, onun yerel teşkilatlarını kurmaktan, kitlelerin öz teşkilatlanmasından, kitlesel işçi teşkilatlarının insanlığı barbarlığa sürükleyen burjuvaziyle ilişkilerini kesmeleri için mücadeleden geçmektedir. Bugün dünya işçi sınıfının önündeki en büyük sorun enternasyonal devrimci parti sorunudur. O yüzdendir ki emekçi sınıfların krize karşı mücadelesinden, her türden anti kapitalist mücadelesi enternasyonal devrimci parti inşa mücadelesini kapsamalıdır.