Eylül ayının başından beri süren toplu sözleşme süreci, DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş’in aşamalı grev kararı almasının akabinde, 4 gün sonra MESS’in imza atmasıyla bitmiş bulundu. Toplu sözleşmenin imzalanmasından sonra birçok sendika bunu bayram havasında kutladı. Buna birkaç işçici sol akım da dahil. Uzun bir direniş periyodunun ardından bir anda toplu sözleşmenin imzalanması kitlelerde bir kafa karışıklığına neden olmuş ki genel grev sürecine evirilecek bir olaylar zincirinin bir imza ile bitmesi ve bir kazanım olarak görülmekte, ihtişamlı kutlamalara neden olmaktadır. Bu kafa karışıklığını ve ortaya çıkan sis perdesini aralamak için en başından beri sürecin içinde yer almış devrimci politik bilince sahip militan bir metal işçisi yoldaşımız ile röportaj yapıp süreç hakkında sorular sorduk.
1-) Toplu sözleşme süreci, grev hakkı kazanımı ve en sonunda Metal-İş’in toplu sözleşmeyi onaylaması hakkında genel olarak neler düşünüyorsun?
Birleşik metal iş grev ve mücadele geleneğinden gelen bir sendika bizde sözleşme sürecinde dik durmaya çalıştık mesai yapmayıp iş yavaşlatma eylemi yaptık, çoğu arkadaşımız bu süreçte tutanak yedi mesai yapamadığımız için geçim sıkıntısı yaşadık ama pes etmedik nihayetinde azda olsa bir kazanımla mücadeleyi noktaladık.
Ama son toplantıda sendikanın bize MESS’in teklifini söylemesi ve bize sorması gerekiyordu ki greve saatler kala yapılan anlaşmayı doğru bulmuyorum.
Hemen yanımızda Sarkuysan fabrikası var orada çalışan işçiler bizden kat be kat daha örgütlü ve yaptıkları iş daha hassas iş yerinin bırakın 1 gün 1 saat durması bile patron için çok büyük bir kayıp haline gelecekken maalesef bizim sendikamız anlaşma yoluna gitti. Bu aslında bizim lehimize değil patronun lehine sonuçlanan bir anlaşma oldu.
Bu süreçte siyasal bir partinin yokluğunu hissettik bizden gibi görünen DİSK’e teslim olduk o ne derse onu yaptık çoğu zaman işçiler niçin yürüdüğünü bile anlayamadı zaten hayatında ilk defa sendika görmüş işçilerin çokluğu vardı.
Çalıştığım iş yerinde sendikaya büyük bir tepki var o soğuğu boşuna mı yedik mesaimizden de olduk tutanak yedik aldığımız zam %98 deniliyor ama ben 1 yıllık işçiyim benim zam oranı %65 diyenler çoğunlukta.
2-) Sendikal bürokrasinin süreç içerisinde izlediği yolu nasıl değerlendiriyorsun?
Sendikal bürokrasi işçiden yana görünüp sisteme hizmet ederler aslında tek yaptıkları koltuklarını korumak arada iki grev yürüyüş slogan işçi soğukta yürüyüp slogan atarken onlar sıcak odalarında işçiyi izlerler sürece dahil olmazlar ama senin adına sana sormadan senin alacağın ücrete karar verirler patrondan aldığı sadakayi sanki kendi almış gibi sana satar üstüne her ay senin 1 yevmiyemi alırlar.
Disk bizden gibi görünür diğer sendikaya göre ama onunda son dönemde diğer sendikadan aşağı kalır yanı yok maalesef.
Bizim hatırladığımız bürokrasiye yön veren o sendikadan eser yok maalesef.
En basiti sözleşme imzalanmış herkesin kafasında soru işaretleri varken kimseden tık yok.
Yav al milleti topla bir yere herkesi dinle süreci alacağımız hakları anlat ama nerde temsilciyi bulana aşk olsun
3-) Süreçten önce ve sonra işçilerin tavrı hakkında ne düşünüyorsun? Sendikaya karşı bir güven kaybı mı oldu sınıfsal bir bozguncu tavır mı takınıldı veya işçi sınıfı, sınıf bilincine biraz daha dahil oldu mu vb..
Çalışmakta olduğum yerde örgütlü daha önce sendikal iş yerinde çalışmış işçi çok azdı bu onlar için kötü bir süreç oldu bence, sözleşmenin bize sorulmadan imzalanması işçinin sendikaya olan güvenini yitirmesine neden oldu.
Bu süreçte birlikte yürüdüğüm çoğu arkadaşım tekrar yürüme taraftarı olmadıklarını söylediler.
Biz işçi sınıfı çok büyük deneyimini elimizden kaçırdık; aslında daha doğrusu sendika engel oldu buna ..
Greve saatler kala tüm hazırlıklar yapılmışken sözleşmenin imzalanması patronların ekmeğine yağ sürmek gibi oldu aslında ben kendi adıma bunu unutmayacağım burda sendika tavrında belli etmiş oluyor aslında.
Bizim burada çıkardığımız ders ipimizi sendikanın eline bırakmamız, kendi insiyatifimizi almaktır.
4-) Süreç boyunca işçi sınıfının motivasyon ve organizasyon bağlamında ki tavrı nasıldı? Hangi etmenler olumsuz hangileri olumlu etkiledi
İşçi kaybedecek bir seyi olmadığıni bildiği için mücadeleye sarıldı elinden gelenin fazlasını yapmaya gayret etti e daha ne yapsın işçi ama bu süreçte işçiye kıvılcım olacak bir durum olmadı maalesef bir yol gösterenin eksikliğini derinden yaşadık..
Organizasyon konusunda sıkıntı yaşadık bir meşale bile yakamadık grev eğitimine bile zorla gittik gerisini siz düşünün
5-) Son olarak politik bilince sahip ve fabrika emekçisi bir militan olarak siz yaşanılan bu sürecin akabinde şu an neler hissediyorsun?
Ezilen sömürülen, yaptığı otobüsün bilet parasını alamayacak az maaş alan ama yüreği isyan ateşiyle yanan bir devrimciyim ben .
Öyle %98 zam kesmez beni üç kuruş maaşa evini geçindirmeye çalışan emekçi
Evine ayda yıl et giren Hayriye teyze,
Emekli maaşıyla kıt kanaat geçinmeye çalışan Murat abi rahata etmeden bana bize huzur yok!
Ben isterdim ki tüm işçiler alanlarda grev ateşini yakıp isyan marşlarıyla halay çekmeyi ama maalesef sendika bürokrasisi buna engel oldu .
Aslında sendika işçinin sırtında kambur misali hep büyük payı alan onlar bizler sadece kuş yeni kadar pay alıyoruz.
Biz 3 ay boyunca mesai yapmadık kimimiz kirasını kimimiz kredi kartını ödeyemedi ama sendika aidatını almaya devam etti e hani işçiden yanaydı hani bizim haklarımızı savunuyordu bu mu savunmak!