Milli Piyango, Spor Toto, İddaa, Şans Topu, Sayısal Loto, Altılı Ganyan vb. bir sürü şans oyunu türevi varlığını yaygınlaşarak sürdürmektedir. Bu şans oyunlarını milyonlarca insan oynamakta, umut bağlamakta, belli bir kısmı ise bağımlısı olmaktadır. Şans oyunları olarak adlandırılan esasen devletin legal kumarı olan oyunlar bacasız sanayi misali para basmakta, dudak uçuklatan kârlar getirmektedir.
Yıllarca legal kumar oyunları devlet tekelinde varlığını sürdürdü, onun dışında kalanlar yasadışı bahis olarak tanımlanıp suç kapsamına sokuldu. Özellikle son 10 yılda legal kumar kurumlarında özelleştirme politikaları izlendi. 2017 yılında çıkarılan KHK ile 49 yıllığına Türkiye Varlık Fonuna devredilen Milli Piyango; yapılan ihale ile Demirören grubuna devredildi. Erdoğan rejimine yakınlığıyla bilinen Demirören grubu artık Türkiye’nin kumar tekeli olma konumuna gelmiştir.
Bu yazımızda Milli Piyango ihale sürecini, Demirören grubuna neden Milli Piyango’nun verildiğini, şans oyunlarının Türkiye’ye nasıl girdiğini, kapitalist devletler için Milli Piyangonun ekonomik ve ideolojik boyutunu irdeleyeceğiz.
Milli Piyango İhalesi ve Demirören
AKP döneminin parlattığı sermaye kurumu Demirören grubunun önü yıllarca rejim eliyle açılmıştır. Devlet desteği üzerinden hiç eksik olmamıştır. Bunun en önemli örneği Mayıs 2011 yılında yaşandı. Erdoğan’ın kavgalı olduğu, Türk sermayesinin geleneksel kanadında yer alan medya tekeli Aydın Doğan’ın üzerindeki baskılar sonucu Doğan grubu medya sektöründen çekilme sürecine girdi. Mayıs 2011 yılında Milliyet ve Vatan gazeteleri Doğan Medya tarafından Demirören’e satıldı.
2018 Mayıs ayında Demirören medyanın bünyesinde Hürriyet, Fanatik, Posta gazeteleri ile birlikte; Kanal D ve CNN Türk’te Doğan grubundan Demirören’e geçti. Demirören’i yeni medya tekeli yapmak için devlet bankası olan Ziraat Bankası’ndan 916 Milyar Dolar kredi verildi.
Medya tekeli olan Demirören’in ilk yaptığı iş rejime muhalif olabilme potansiyeli olan tüm gazetecileri işten çıkartmak oldu. Tüm medyayı Erdoğan rejiminin ihtiyaçlarına göre şekillendiren Demirören grubu zarar etmeye başlamıştı. Çünkü salt Erdoğan propogandası yapan gazeteleri okunmuyor, TV kanalları izlenmiyor ve havuz medyası olarak damgalanmışlardı. Bu da okur ve izleyici kaybına yol açmaktaydı. Erdoğan yalakalığı ve medyasındaki tek seslilik Demirören’i ekonomik olarak zarara uğratmaktaydı. Bu zararı telafi etmek içinde devletin altın yumurtlayan tavuğunun yani Milli Piyango’nun Demirören grubuna devri başlamıştı. Artık devlet kumarhanesinin işletmesi Erdoğan’ın yılmaz destekçisi Demirören’e verilmiştir.
Şans Oyunları mı Legal Kumar mı?
Kapitalizmde burjuva devletler yasalarında suç olarak belirledikleri herşeyi bizzat kendileri de yaparlar. Lakin buna toplumsal meşruiyet kazandırmak için farklı isimler uydururlar. Bunlarda biride kumardır. Devlet yasalarına göre kumar oynatmak, şans oyunları, bahis vs. düzenlemek suçtur. Fakat bu suçu Osmanlı’nın son yıllarından beri devlet işlemektedir. Osmanlı’nın son yıllarından günümüze dek devlet şans oyunları adı altında kitlesel kumar oynatmakta buradan da muaazam paralar kazanmaktadır.
TC tarihinde ilk piyango 1925 yılında Türk Hava Kurumu’na destek sağlamak amacıyla yapılmıştır. 1939 Yılında ise İkinci Dünya savaşı arifesinde piyangodan elde edilen gelirler “Milli Savunmaya” aktarılmıştır. 1939 Yılında Şans oyunları devlet tekeline alınarak Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü denetimine bağlanmıştır.
Sadece Türkiye’ye özgü olmayan tüm kapitalist ülkelerde olan şans oyunları ne için vardır? Bununla ne amaçlanmaktadır?
Herşeyden önce şans oyunlarıyla kapitalizm emekçi kitlelere sınıf atlama hayalleri pompalamaktadır. Birçok emekçi bu şans oyunlarına kapılarak, onların bağımlısı olarak “kısa yoldan kurtuluş” düşlemektedir. Kendi sınıfsal gerçekliklerine yabancılaşmaktadır. Bununla birlikte burjuva ideolojisinin esiri olarak burjuva gibi düşünüp hayal kurmakta fakat o hayatın kıyısından geçememektedir. Lenin şans oyunlarını şu şekilde tanımlar:
Hemen piyangonun ne olduğunu anlatayım. Örneğin benim 50 ruble değerinde bir ineğim var. Bu ineği piyango ile satmak istiyorum ve o nedenle herkese 1 ruble değerinde bilet almayı öneriyorum. 1 Ruble ile inek sahibi olma olanağı var! Herkes ineği satın almak istiyor ve rubleler yağmaya başlıyor. 100 Ruble toplandığında, piyangoyu çekiyorum: Piyangoyu kazanan, ineği bir rubleye almış oluyor, diğerleri ise hava alıyor. İnek insanlara “ucuza” mı geldi? Hayır, çok pahalıya geldi, çünkü değerinin iki katı para ödendi, çünkü iki kişi (piyangoyu düzenleyen ve ineği kazanan) hiçbir şey yapmadan kazanç sağladılar, hem de paralarını kaybeden 99 insanın sırtından. Demek ki piyangonun halk için kazançlı olduğunu söyleyenler halkı basitçe aldatmaktadırlar.
Lenin, Kır Yoksullarına
Sürekli sınıf atlama hayalleri kurarak yaşayıp bunu gerçekleştiremeyen emekçi yığınlarda ruhsal bunalımlar ortaya çıkmaktadır. Bundan kârlı çıkan daima kapitalist devletin kendisi olmaktadır. Yani kumarı oynatan kişi.. Şans oyunlarıyla burjuva devletler devasa paralar kazanmaktadır. Kumar kurumları burjuva devletlerin altın yumurtlayan tavuklarıdır.
Sözün kısası burjuvazi şans oyunları denen legal kumarla hem emekçilerin umutlarını hem de parasını çalmaktadır. Bu konuda devrimci proleteryanın öne süreceği talep, Milli Piyango ve şans idarelerinin kimin elinde olacağı (özel şektör veya kamu) olamaz. Kumarhanecinin kim olacağı işçi sınıfının sorunu değildir. Devrimci proleteryanın öne süreceği talep, tüm şans oyunlarının yasaklanması ve kumarın kökünün kazınmasına yönelik olmalıdır.