Bu yazı, halihazırda devam eden “Sınıf, Parti, Devrim” kitabımızın giriş bölümünü temsil etmektedir.

Sınıf Parti Devrim

Giriş

Can çekişen kapitalizm, küresel düzeyde insanlığı ve tüm canlı türlerini barbarlık içinde yok oluşa sürüklemektedir.

Emperyalist savaşlar harlanmakta, savaşların nüfuz alanları daha geniş coğrafyalara yayılmaktadır. Tüm dünyanın gözleri önünde Filistin’de açık bir soykırım yaşanmaktadır.

Emperyalistler arası rekabet keskinleşmekte ve her burjuva devlet rekor düzeylerde savaşa yatırımlar yapmakta, milliyetçiliği ve militarizmi yükselterek daha büyük savaşlar için hazırlık yapmaktadır.

Yoksulluk, sefalet, işsizlik, açlık, hiper enflasyon, geleceksizlik, güvencesizlik küresel salgına dönüşmüş durumdadır.

Kapitalizmin yarattığı ekolojik yıkım gezegenimiz için telafisi olmayan bir eşiğe gelmiş durumdadır.
Emekçilerin ve ezilenlerin büyük mücadeleler sonucu kazanmış olduğu tüm hak ve özgürlükler budanmakta, rafa kalkmaktadır.

Faşizm, göçmen düşmanlığı, ırkçılık, ataerki, homofobi, dinci fanatizm ve her türden gericilik kasırga gibi yayılmakta emekçilerin ve ezilenlerin üzerine karabasan gibi çökmektedir.

Kapitalizm tarihi boyunca ürettiği tüm çözümler yeni bir sorunu beraberinde getirerek var olmuştur. Yaşlanmış ıskartaya çıkmış kapitalizmin tüm tarihsel çelişkileri en şiddetli şekilde boy vererek küresel düzeyde birleşik krizler içinde boğulmaktadır.

Kapitalizmi hâlâ hayatta tutan yegane unsur, kapitalizmin tarihsel krizine paralel olarak boy veren emekçilerin ezilenlerin devrimci önderlik krizidir.

Bu çalışmamızın yegâne gayesi Komünist Birlik’ten 4. Enternasyonal’e süreklilik ve kopuş hâlinde evrenseleşen enternasyonal devrimci parti teorisini açığa çıkartıp, enternasyonal komünist militanları politik olarak silahlandırmaktır.

Bu silahın yardımıyla, yani Bolşevik Leninizm’in tarihsel referans ve öğretileriyle Enternasyonal Komünist İşçi Partisi’nin inşasına odaklanmaktadır. İnşa yolunda strateji ve taktikleri belirleyip, somut devrimci hazırlık görevleri tayin edip, bunun pratik ayaklarını örmektir.

Somut devrimci hazırlık görevleri başarıyla yerine getirildiği ölçüde bu çalışmamız başarılı olmuş sayılacaktır. Komünist bir dünya isteyen onun araçlarını inşa etmekle görevlidir.

Enternasyonal Komünist İşçi Partisi inşası yürüyüşümüzde yolumuz açıktır. Unutmayalım ki; taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.

Enternasyonal Komünist İşçi Partisi İnşası Acil ve Zorunlu Bir Görevdir!

Burjuvazi, çürümüş, ıskartaya çıkmış, karaya vurmuş sistemi biraz daha yaşatabilmek, ayakta tutabilmek için çırpınıyor. Küresel burjuvazi, kendi yarattığı tarihsel bataklığına saplanmıştır. Her adımı, her kurtulma hamlesi, kendi tarihsel bataklığının içinde daha da kök salmasına neden olmaktadır.
Kapitalizmin her adımı insanlığı ve tüm canlı türlerini barbarlık içinde yok oluşa sürüklemektedir.
Tarih boyunca kapitalizm tüm krizleri, başka daha büyük krizlerin nesnel zeminini hazırlayarak aşmıştır.

Kısacası kapitalizminin herhangi bir sorun karşısında yaratmış olduğu tüm çözümler yeni daha büyük sorunların doğmasına neden olmaktadır.

Yaşlanmış olan kapitalizm, tarihi boyunca var ettiği tüm çelişkileri bugün en keskin şekilde yaşamaktadır.

Kapitalizmin büyük tarihsel buhranı olan 1929 çöküşünden sonra bile, çöküşün etkileri eşzamanlı hissedilmedi.

ABD krize ilk girendi, ardından Almanya ve sonra Britanya girmiştir. 1934’te Fransa krize girdiğinde, ABD krizden çıkma aşamasına girmişti.

Bugün yaşanan kriz ise çok yönlü ve birleşik bir krizdir.

Bugün yaşanan kapitalist kriz, daha önceki kapitalist krizlerden farklı olarak yapısal ve sistemsel bir krizdir.

Özellikle COVID-19 pandemisinden sonra, kapitalizm için birleşik küresel krizler dönemi başladı.
Küresel gıda krizi, küresel ekolojik kriz, küresel sağlık krizi, küresel iktisadi kriz, küresel konut krizi, küresel hiperenflasyon krizi vb. vb.

Bu durum net bir şekilde şunu göstermektedir: Kapitalizm artık gelecek vaat etmemekle birlikte, içinde bulunulan tüm sorunlara çözüm sunabilmek için küresel düzeyde bir eylem programına ihtiyaç duymaktadır. Kapitalizmin hudutlu dünyası, bunun önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır.

Bilimi, kültürü, sanatı, üretim araçlarını ve geride kalan her şeyi elinde bulunduran burjuvazi, emekçilere ve ezilenlere açlık, yoksulluk, güvencesizlik, geleceksizlik, sömürü, savaş, dinci fanatizm, milliyetçilik, korumacılık, otoriterleşme, ataerki, homofobi, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve devlet terörü dışında hiçbir gelecek sunmamaktadır. Zombileşmiş kapitalizm asla terbiye edilemez. Sosyal devletçilik ve reformizm gibi hayaller satmak, kapitalizmin suçlarına ortak olmanın diğer adıdır.

Kapitalizmin hayatta kaldığı tek bir gün dahi, insanlık ve tüm canlı türlerinin geleceği için büyük bir tehdit unsurudur.

Kapitalizmin bugüne kadar tarihin çöp sepetine gönderilememesinin tek nedeni, ne kapitalizmin yenilmez ve yıkılmaz oluşu ne de hayatta kalabilmek için izlediği politikanın başarılı olmasıdır.

Tek bir nedeni vardır, enternasyonal düzeyde işçi sınıfının devrimci önderlikten yoksun oluşudur. Devrimci önderlik krizi, zombileşmiş kapitalizmin yaşamına devam etmesinin yegane sebebidir.

Enternasyonal Komünist İşçi Partisi’ni inşa etme sorunu, bugün komünistlerin en acil ve en temel sorununu oluşturmaktadır. Çünkü komünist devrimcilerin varlık nedeni, proletarya önderliğinde tüm ezilenlerin militan mücadelesiyle kapitalizmi imha etmektir. Bu tarihsel hedefin parti olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.

Emekçi kitleler, düzene sığmayan ayaklanmalar ve seferberlikler gerçekleştirebilmekte, devrimci durumlar yaratabilmektedir. Devrimci bir önderliğin yokluğunda, ya burjuva devletin kolluk güçleri ve faşist çetelerin saldırılarıyla ezilmekte ya da bir süre sonra kendiliğinden sönümlenmekte ya da bu hareketin sırtına basarak reformist partiler iktidar olmaktadır.

Tarihin hiçbir döneminde devrimci önderlikten yoksun bir işçi sınıfı iktidarı olmamıştır.
Bugün ihtiyacımız olan, işçi sınıfının ezilenlerin tamamını kapsayan kitle partileri değildir.
Bugün ihtiyacımız olan politik homojenliğe sahip olmayan, farklı farklı eğilimlerin bir arada olduğu, esnek işleyişe sahip ikinci enternasyonal tarzı çatı, grup partileri değildir.

Bugün ihtiyacımız olan ulusal devrimci partiler de değildir.

Bugün ihtiyacımız olan, enternasyonal komünist programı kuşanmış, işçi sınıfının en bilinçli, en militan kesimlerinden oluşan demokratik merkeziyetçilik ilkesini esas alan bir işleyişe sahip olan, işçi sınıfının, ezilenlerin en basit mücadelesine dahil olup bu mücadeleyi sosyalist devrime bağlayan, proletarya diktatörlüğünün bilince çıkması için mücadele eden bir partidir. Bu parti ulusal ölçekli bir parti olmamakla birlikte enternasyonal bir parti olmak zorundadır.

“İçinde bulunduğumuz bu çağda, bir komünist partinin programı yalnızca kendi ülkesinin koşulları ve gelişen dinamikler üzerinden oluşmaz. Proletaryanın devrimci partisi, kendisini yalnızca mevcut çağın, kapitalizmin en yüksek gelişme ve çöküş karakterine denk düşen uluslararası bir programa dayandırabilir. Bu uluslararası komünist program, hiçbir şekilde ulusal programların toplamı ya da onların ortak özelliklerinin bir karışımı değildir. Uluslararası program, doğrudan doğruya, tüm bağlantıları ve çelişkileriyle, yani ayrı parçaların karşılıklı uzlaşmaz bağımlılığı içinde, bir bütün olarak ele alınan dünya ekonomisinin ve dünya siyasi sisteminin koşullarına ve eğilimlerine ilişkin bir çözümlemeden yola çıkmalıdır.
İçinde bulunduğumuz çağda, proletaryanın ulusal yönelimi, geçmişte olduğundan çok daha büyük bir ölçüde, yalnızca bir dünya yöneliminden çıkmalıdır ve çıkabilir; tersinden değil. Enternasyonal komünizm ile ulusal sosyalizmin tüm türleri arasındaki temel ve başlıca ayrım burada yatmaktadır.”Troçki, Geçiş Programı

Bizim için parti inşası sorunu, ulusal arenada başlanıp bitecek bir süreç değildir. Bizim için parti inşasının her aşaması enternasyonal bir süreçtir. Her aşamada Bolşevik-Leninist bir tarzı esas alarak adımlar atmak gerekmektedir. Sosyalist dünya devrimini isteyen, onun aracını inşa etmekle yükümlüdür.

Enternasyonal komünist militanlar olarak, yürütmüş olduğumuz tüm faaliyetlerin merkezinde, ihtiyaç duyduğumuz bu partinin inşasına odaklanmak vardır.

Neden İşçi Sınıfı Tek Devrimci Sınıftır?

Bu soruya cevap vermek iki nedenden dolayı önem teşkil etmektedir.

Birinci neden; SSCB ve onun uydularının kapitalizme entegre olmalarıyla birlikte, küresel burjuvazi dünyanın her yerinde, günde beş vakit “Elveda Proletarya” naralarını tekrarladı. Bu naraların yarattığı ideolojik tahribat, liberal kaynaşmacı dalga, işçi sınıfı saflarında ve sosyalist saflarda izlerini bugün önemli ölçüde sürdürmektedir. Bu yüzden liberal kaynaşmacılığa, oportünizme ve reformizme karşı enternasyonal komünist devrimcilerin ideolojik savaş yürütmek için kalkış noktası, tek devrimci sınıfın neden işçi sınıfı olduğunu açıklamakla başlar.

İkinci neden ise; işçi sınıfının tek devrimci sınıf olduğunu açıklamak, aynı zamanda enternasyonal komünist işçi partisinin nerede inşa edilebileceği sorusuna da bir cevap niteliği taşımaktadır.
Tek devrimci sınıf olarak proletaryayı tayin etmemiz, proletaryaya ilahi bir güç ve anlam yüklediğimizden dolayı değildir. Kapitalist üretim ilişkilerinin yaratmış olduğu maddi temelden dolayı, proletaryanın üretim içinde konumlanışından ötürüdür. Bugün, yalnızca proletarya, burjuvazinin karşısında duran diğer sınıflar içerisinde gerçek devrimci potansiyele sahiptir. Diğer sınıflar (köylülük, küçük burjuvazi), kapitalist tekelleşme karşısında eriyip yok olma tehdidi yaşarken, proletarya büyümektedir. Burjuvazinin varlığı ve büyümesi, proletaryanın varlığına bağlıdır. Burjuvazi, proletarya olmadan varlığını sürdüremez, ama proletarya burjuvazi olmadan varlığını rahatça ve iyi bir şekilde devam ettirebilme yetisine sahiptir.

Proletarya, sınıfsız, hudutsuz, sömürüsüz, patronsuz bir dünyanın asli öznesi olma özelliğini kapitalist üretim ilişkilerinden almaktadır. Kapitalizm öncesi sınıflı toplumlarda, sömürülen sınıflardan farklı olarak proletarya, kapitalizmi yıkmak ve sınıfsız, sömürüsüz bir düzen inşa etmek için gerekli kolektif davranabilme yetisine sahiptir. Proletaryaya bu kolektivizm yetisini kazandıran da bizzat kapitalist üretim ilişkilerinin kendisi olmuştur. Kapitalizmin gelişmesiyle üretim süreçleri yoğunlaşmış ve merkezileşmiştir. Kapitalist üretimdeki yoğunlaşma, büyük kitleleri uyum, kolektivite, disiplin ve eşgüdüm içinde çalışma yaşamına sürüklemiştir. Üretilen her meta kolektif bir emeğin ürünüdür. Bu kolektivizm, uyum ve disiplin, burjuvazinin kâr ve rekabeti için vardır. İşçi sınıfı bu kolektivizmi kendisi için kullanmaya başladığında, tüm dengelerin yerle bir olma süreci başlar. Diğer sosyal sınıflarda bu özellik söz konusu olmadığı için, bağımsız bir sınıf olarak örgütlenip siyasal mücadele verebilme yetisine sahip değildir. Kapitalizm altında proletarya, her koşulda bir örgütlülük içindedir. Fabrikalarda ve iş yerlerinde üretimi gerçekleştirmek için burjuvazi tarafından örgütlü bir kolektivizasyon içinde tutulurlar. Üretimin nasıl örgütlendiğini yaşayarak tecrübe ederler.

Kapitalistlere karşı en ufak hak talebi için bile birlik olmaları, örgütlenmeleri gerekmektedir. “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” denklemi hayatın her alanında karşılarına çıkar. Proletarya, kapitalist üretim için her gün gerçekleştirdiği disiplinli, uyumlu kolektivizmi kendisi için gösterebilme yeteneğine sahip olmakla birlikte, konsey, komite, şûra gibi örgütlenmelerle hem üretim hem de yönetim potansiyeline sahip tek sınıftır. Ne kapitalizm öncesi sınıflı toplumun ezilenlerinde ne de kapitalizm döneminde, kendi dışında kalan sınıflarda bu özellik mevcuttur.

Proletaryanın, komünist dünya devrimi mücadelesinin asli öznesi olmasını sağlayan bir diğer nesnellik, kapitalist üretim modelinde sahip olduğu merkezi roldür.

Burjuvazinin tüm üretim süreçlerinin asli öznesi proletaryadır. Bu özelliği nedeniyle, burjuvazi karşısına devrimci bir programa sahip parti ve kitle örgütleriyle bir sınıf olarak çıktığında, devasa güçleri harekete geçirebilir; burjuva devlet aygıtlarını imha edip, burjuvaziyi siyasal ve ekonomik olarak mülksüzleştirerek, kendi sınıfının iktidarını kurarak kapitalizmi tarihin çöplüğüne gönderebilir.