Kış mevsiminin tüm özellikleriyle kendisini gösterdiği bugünlerde ülkenin dört bir yanındaki kar yağışı ana haberlere düşmeye başladı. Emekçi sınıflar için, yoksullar için her zaman en belalı mevsim kıştır. Çünkü kış mevsimi ısınmak için olan ekstra masrafları beraberinde getirir. Açlık, yoksulluk sınırında yaşayan emekçi yığınlar için kış mevsimi üzerlerine çökmüş bir kara buluttur. Burjuvazi için böyle bir problem yoktur. Çünkü kış mevsimine özel eğlenceleri, tatilleri, şatafatlı organizasyonları vardır.

Ekonomik buhranın tüm yakıcılığıyla emekçilerin hayatlarını cehenneme çevirdiği bu süreçte doğalgaza gelen zamlarla kitlesel ısınma problemleri doğmaktadır. Asgari ücret komisyonu 2020 yılı için net sayıyı 2 bin 324 lira olarak açıkladı. TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) verilerine göre doğalgaz 2018-Kasım 2019 arasında %21,4 oranında zamlandı. Bu zamlarla emekçi kitleler yaşayabilmek için en temel ihtiyaçlardan biri olan ısınmasından tasarruf etmek zorunda bırakılmaktadır.

Eurostat (Avrupa İstatistik Kurumu) verilerine göre Türkiye nüfusunun %20’si evinde yeterince ısınamıyor. Eurostat verilerine göre, Türkiye evini yeterince sıcak tutamayan ülkeler sıralamasında 6. sırada yer almaktadır. Erdoğan rejimi ve onun temsil ettiği sermaye sınıfı lüks, şatafat içinde yaşarken, bu şatafatlarını ülkenin itibarı olarak sunarken, emekçi kitlelerin payına işsizlik, yoksulluk, sefalet, soğuktan kıvranmak düşmektedir. Sermaye sınıfının iktidarı varlığını sürdürdükçe emekçi kitleleri barbarlık içinde yok oluşa sürüklemekten asla geri durmayacaktır. Açlık, yoksulluk, sefaletten kurtulmak için, soğuktan titrememek için, kısacası insanca bir yaşam için örgütlü militan mücadele dışında çözüm yoktur.